Gülen'in, Dink cinayetinden haberi var mıydı ?

Dink suikastine yönelik 3. İddianamede, 19 Ocak 2007 tarihinde saat 15.01 sıralarında işlenen Hrant Dink cinayeti, öncesi, tetiğin çekildiği an ve sonrası; tüm süreç istihbarat teknikleriyle görüntü kaydına alındı.

Gülenin, Dink cinayetinden haberi var mıydı ?
25 Nisan 2017 Salı 15:32 tarihinde eklendi.
Dink suikastine yönelik 3. İddianamede, 19 Ocak 2007 tarihinde saat 15.01 sıralarında işlenen Hrant Dink cinayeti, öncesi, tetiğin çekildiği an ve sonrası; tüm süreç istihbarat teknikleriyle görüntü kaydına alındı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink suikastinde rol oynayan jandarma görevlilerinin yer aldığı 3. iddianamede, "cinayet öncesi, cinayetin işlenmesi sırasında ve cinayet sonrası istihbarat teknikleriyle Ogün Samast ve tüm sürecin FETÖ / PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda kullanmak üzere kayıt altına alındığı" tespitine yer verildi. 
 
TÜRK BAYRAKLI FOTOĞRAFI MEDYADAKİ TETİKÇİLERİ ARACILIĞIYLA...
 
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü tarafından hazırlanan iddianamenin iddianamenin detayları belli oldu. İddianamede, Hrant Dink cinayeti eylemini gerçekleştiren bir kısım kamu görevlilerinin, eylemi başından sonuna kadar planlayıp icrasının yolunu açtıkları ve denetlendikleri, FETÖ / PDY'nin amaçları doğrultusunda suça iştirak ettikleri, kamuoyu algısı oluşturmak için tetikçi Ogün Samast'ın elinde Türk Bayrağı olduğu halde fotoğraf ve görüntülerini alarak medyadaki tetikçileri aracılığıyla yayınladıkları belirtildi. 
 
"GÜLEN'İN ONAYI DIŞINDA GERÇEKLEŞTİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
 
İddianamede, Hrant Dink cinayetinin Türkiye kamuoyu ve Ermeni diasporasının etkin olduğu Avrupa ve Amerika'daki etkisi ve şiddet içeren silahlı başlangıç eylemi olması nedeniyle FETÖ/PDY terör örgütü lideri şüpheli Fetullah Gülen'den bağımsız olarak, bilgi ve onayı dışında gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı ifade edildi.
 
TRABZON 6 AY ÖNCESİNDEN ÖLDÜRÜLECEĞİ BİLGİSİNİ ALDI
 
İddianamede, Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü'nün Hrant Dink'in Yasin Hayal tarafından öldürüleceği bilgisine, Hayal'in akrabası Coşkun İğci vasıtasıyla 2006 yılı Temmuz ayında ulaştığı, istihbarat görevlileri Veysel Şahin, Okan Şimşek ve Volkan Şahin'in de bu bilgiyi Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız'la paylaştıkları, Yıldız'ın da bu bilgiyi Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'e aktardığı anlatıldı.
 
DİNK'İN KONUTUNDA KEŞİF YAPILMIŞ
 
Cinayet tasarısının olgunlaştırılması ve hazırlık evresinde Dink'in Bakırköy'deki konutu ve Beyaz Adam Yayıncılık adlı işyeri çevresinde Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinince 9 Ağustos 2006 tarihinde keşif yapıldığı, daha sonra İğci'nin devreden çıkarıldığı belirtildi. Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Değerlendirme ve Analiz Merkez Amiri Hamza Celepoğlu'nun ise bu nedenle cinayetten yaklaşık 1 ay kadar önce dil kursunda bulunduğu İtalya'dan Türkiye'ye izinli olarak geldiği ve 10 gün sonra tekrar İtalya'ya döndüğü kaydedildi.
 
CİNAYETTEN 3 SAAT ÖNCE TRABZON VE İSTANBUL JANDARMA İSTİHBARATI GÖRÜŞMÜŞ
 
İddianamede, Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi şüphelilerinin "cinayetin planlanması ve icrası noktasında müşterek hareket ettikleri vurgulandı. Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Okan Şimşek'in İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Şeref Ateş ile cinayetten yaklaşık 3 saat önce telefonla görüştükleri, bu görüşmeden sonra İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlileri Muharrem Demirkale, Şeref Ateş, Mustafa Küçük, Miktad Özbek ve Rahmi Özer'in, Hrant Dink'in Bakırköy'deki konutunun yakınlarına gittikleri, bunun HTS kayıtları ve sinyal bilgilerinden tespit edildiği anlatıldı. Cinayetten sonrasında da Okan Şimşek ile Şeref Ateş'in bir kez daha telefon görüşmesi yaptıkları tespit edildi.
 
"FETÖ'NÜN ALTIN ÇOCUĞU MUHARREM DEMİRKALE"
 
İddianamede, İstanbul Jandarma İstihbarat Bölücü Faaliyetler İstihbarat Tim Komutanı Yüzbaşı Muharrem Demirkale'nin, "Fetullahçı Terör Örgütü'nün altın çocuğu olarak nitelendirildiği" vurgulandı. Trabzon Jandarma İstihbaratı'ndan Ogün Samast'ın cinayeti işlemek için 18 Ocak'ta İstanbul'a geldiği bilgisini alan Demirkale'nin, İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerini koordine ettiği belirtildi. 
 
DEMİRKALE'NİN TELEFON İRTİBATLARI
 
15 Temmuz başarısız darbe girişimine katılan ve Ankara Jandarma Genel Komutanlığı binasında çatışma sonucu yaralı olarak ele geçirilen Muharrem Demirkale'nin iddianamede telefon HTS kayıtlarına yer verildi. Demirkale'nin olay günü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli müdür ve müdür yardımcıları Erol Demirhan ve Metin Canbay ile ve IQ yayınevi sahibi Adem Sarıgöl ile telefon irtibatı olduğu, ayrıca o dönem Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz ile cinayetten 1 gün önce ve 1 gün sonra kullanımındaki iki telefonla 7 görüşme yaptığı belirtildi.
 
SAMAST OLAY GÜNÜ TAKİP EDİLMİŞ
 
Muharrem Demirkale'nin emri altında bulunan şüpheliler Yavuz Karakaya, Bekir Yokuş, Emre Cingöz, Ecevit Emir, Hacı Şefik Şimşek ve Eyüp Temel cinayet mahalli ve çevresinde bulundukları cep telefonu sinyal baz bilgileri ve güvenlik kamera görüntülerinden tespit edildiği belirtildi. Güvenlik kamera görüntülerinden, şüphelilerce kullanılan siyah renkli ve mavi renkli iki araç tespit edildiği de belirtilerek tetikçi Ogün Samast'ın "olay günü kendisini siyah renkli Renault marka bir araçtan inen şahısların takip ettiğini, daha sonra takibe katılan şahısların arttığını, bunun üzerine Yasin Hayal'i ankesörlü telefonla aradığı, Hayal'in de 'Merak etme onlar bizden' deyince rahatladığını" belirttiği şeklindeki savcılık ifadelerine yer verildi. İddianamede, aynı ekipte ve araçta birlikte görev yapan şüphelilerin cinayet mahalli ve çevresinde Ogün Samast ve Hrant Dink'i izlerken tespit edilemeyen başka hatlar ya da istihbari iletişim cihazları kullandıkları kaydedildi. 
 
SAMAST'I HEM TAKİP ETMİŞLER, HEM GÖRÜNTÜLEMİŞLER 
 
Ogün Samast'ın 20 Ocak 2007'de Samsun Otogarı'nda yakalandıktan sonra, soruşturma dosyasında bulunmayan bazı görüntülerin 8 Eylül 2016'da yazılı ve görsel medyada yayınlandığı, bunun üzerine 29 Eylül 2016'da Samast'a savcılıkta bu görüntülerin izlettirildiği anlatıldı. Samast'ın Samsun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde yanında oturan sivil bir şahsın elinde bulunan telefon ekranından, Yasin Hayal ile ankesörlü telefonda konuşurken, sigara içip beklerken çekilen görüntülerinin izlettirildiğini söylediği, bu görüntülerin siyah renkli Renault marka araç ile kendisini takip eden şahıslarca çekildiğini söylediği ifadelerine yer verildi. 
 
"TÜM SÜRECİ KAYIT ALTINA ALDILAR"
 
Samast'a bu görüntüleri izleten şahsın Samsun İl Jandarma Komutanlığı Şube Müdürü şüpheli Murat Bayrak olduğunun tespit edildiği belirtilen iddianamede, "Muharrem Demirkale'nin yönlendirmesi ve koordinasyonu altında mahiyetinde görev yapan şüpheliler Yavuz Karakaya ve Bekir Yokuş tarafından istihbarat fiziki takip kameralarıyla Ogün Samast'ı bulunduğu yere göre caddenin karşısından yatay ve yüzüne yakın çekim yapacak şekilde kameraya aldıkları, cinayet öncesi, cinayetin işlenmesi sırasında ve cinayet sonrası istihbarat teknikleriyle Ogün Samast'ı ve tüm süreci FETÖ / PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda kullanmak üzere kayıt altına aldıkları" ifadesine yer verildi.
 
"KAMUOYU ETKİSİ YARATABİLMEK İÇİN TÜRK BAYRAĞI ZORLA AÇTIRILDI"
 
İddianamede Ogün Samast'ın eline, Samsun İl Jandarma Komutanlığı görevlilerince ısrarla Türk Bayrağı tutuşturularak görüntülerinin kayda alındığı, görüntülerin bir kısmının terör örgütüyle iltisaklı şüpheli gazeteci Ercan Gün tarafından terör örgütünün amaçları doğrultusunda yine terör örgütü ile iltisaklı medya kuruluşlarınca servis edildiği belirtildi. Samast'ın "Hrant Dink'in cesedinin başında Türk Bayrağı açacaktım. Çevrenin kalabalık olması ve öldürülmekten korktuğum için üzerimde taşıdığım Türk Bayrağını açamadan kaçmak zorunda kaldım" şeklindeki ifadesine yer verilen iddianamede, "Kamuoyu etkisi ve algısı yaratabilmek amacıyla Ogün Samast'ın maktulün başında korkusundan açamadığı Türk Bayrağı, Samsun TEM Şube Müdürlüğünde eline tutuşturularak zorla açtırılmıştır" denildi. 
 
44 SANİYELİK GÖRÜNTÜLERİ FİRARİ ŞÜPHELİLER VERDİ
 
Savcılığa teslim edilen bayrak görüntüsünün 10 dakika 20 saniye olmasına rağmen, Samsun İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünce network üzerinden başında Ali Fuat Yılmazer'in bulunduğu İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü'ne gönderilen görüntülerin 44 saniye olduğu anlatıldı. 30 Ocak 2007'de firari şüpheliler Ekrem Dumanlı, Adem Yavuzarslan, Mehmet Faruk Mercan ve avukat Halil İbrahim Koca'nın bu görüntüleri Ercan Gün'e verdikleri, Gün'ün görüntüleri Samsun Jandarma Komutanlığı'nda çekilmiş gibi yayımlamasıyla Dink cinayetinin arkasında ulusalcılar olduğu algısı yaratılarak Ergenekon operasyonlarının zemininin oluşturulduğu kaydedildi. 
 
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİSLERİ İSTENİYOR
 
Aralarında Fetullahçı Silahlı Terör Örgütü lideri Fetullah Gülen, firari savcı Zekeriya Öz, kapatılan Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, gazeteci Ercan Gün ile meslekten ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi yüzbaşı Muharrem Demirkale'nin de aralarında bulunduğu 51 şüphelinin ağırlaştırılmış müebbet hapisleri isteniyor. Ayrıca bazı şüpheliler hakkında müebbet hapis ve 7.5 yıldan 15 yıla kadar da değişen hapis cezaları da talep ediliyor. İddianame, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine birleştirilme talebiyle gönderildi.
 
 
Özden ATİK/İSTANBUL, (DHA)