"İki günde nasıl örgüt oldular"

Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, Başbakan’ın Büyükelçiler Konferansı’nda cemaat için söylediği ‘Haşhaşi’ benzetmesine sert tepki gösterdi.

İki günde nasıl örgüt oldular
16 Ocak 2014 Perşembe 18:09 tarihinde eklendi.

Bal, “Düne kadar 'barış elçisi' dediklerimiz, 'kültür köprüsü kuranlar' dediklerimiz. Nasıl oldu da iki günde, örgüt oldu. Bunu akıl da, izan da, vicdan da, kabul etmez.” dedi. Bal, poliste, yargıda, askerde ve başka kurumlarda insanların şeceresini çıkarılmasının, siyasi, mezhepsel olarak bölünmesinin Türkiye’yi birinci sınıf demokrasi yapmayacağını, Lübnanlaştıracağı uyarısı da yaptı.

İdris Bal, kendi kanaatini aktarmak için TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, küresel bir çağda yaşandığına işaret ederek, ”Böyle bir ortamda milletlerin kedilerini anlatma imkanları çok fazladır; işadamı ile sporcusu ile sanatçısı ile kültürel eğitim faaliyetleri ile anlatmalıdır. Bu çerçevede biz şöyle bir gerçeği biliyoruz. Türkiye’den çıkan birileri 165 civarında ülkede varlar.

Faaliyet yürütüyorlar, yeni insanlarla tanışıyorlar, yeni coğrafyaları öğreniyorlar. Müslüman, gayrı müslim, Hristiyan, Budist, ateist ile el sıkışıyorlar, dost olabiliyorlar. İnsanlık ortak paydasında, beraber yaşayabilme anlayışı çerçevesinde işbirliği yapabiliyorlar. Bu Türkiye olduğu kadar, insanlık için çok önemli bir projedir. Zaten böyle olduğu için kimse yadırgamıyor.

Herkes insanlık ortak paydasında hareket eden, insanlığa vurgu yapan, bölünmeye kavgaya değil barışa ılımlı olmaya vurgu yapan bu insanlara saygı gösteriyor, işbirliği yapıyor, beraber hareket ediyor. Aksi takdirde Allah aşkına 165 ülkede değil 5 ülkede iş yapamazsınız, dost bulamazsınız, 5 kişiyi bile bir araya getiremezsiniz. Rahmetli Ecevit’in, Demirel’in, Özal’ın, Erbakan’ın da farklı platformlarda bu çorbada tuzu, katkısı oldu. Zira bu millet projesidir, bir kesimin projesi değildir.” ifadelerini kullandı.

“NASIL OLDU DA İKİ GÜNDE ÖRGÜT OLDU”

Şimdi ki Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın da değişik vesilelerle kendilerinin bunu itiraf ettiği hatırlatan Bal, “Bizim elçiliklerimiz açılmadan bir de baktık ki bu ülkelerde Türk bayrağı dalgalanıyordu. Kim dalgalandırıyordu.

Düne kadar barış elçisi dediklerimiz, kültür köprüsü kuranlar dediklerimiz. Nasıl oldu da, iki günde örgüt oldu. Bunu akıl da, izan da, vicdan da kabul etmez. Bu sıradan insanların bile söylememesi gereken, savrulmaması gereken bir noktadır. Tansiyonu o anlamda yükseltmek, belirli sebeplerden dolayı toplumu kutuplaştırmak, kimseye yaramaz.” açıklamasını yaptı.

LOBİCİLİK VURGUSU

Lobiciliği, lobinin ne olduğunu bilmiyor olabileceğimize dikkat çeken Bal, sözlerine, “Lobiciliği sadece dünyadaki Yahudi, Ermeni, Rum ve başka lobilere kızmaktan ibaret zannedebilirsiniz. Ama dikkatli olun, dünyada yükselen bir Türk lobisi var. Bunu engellemeyin. Bunu engellerseniz. Bu milleti karşınızda bulursunuz. Ve bedelini hep beraber öderiz. Çünkü içinde yaşadığımız çağ, küreselleşen bir çağdır. Küresel oynamayan dünyanın her yerinde var olamayan millet ,hiçbir sektör hiçbir kişi iddialı olamaz.” diye devam etti.

İdris Bal, “Bu milletin sıcak yüzünü, barış yüzünü dünyaya yansıtan, yaşayarak gösteren insanlara zarar verirseniz. Bilin ki bu zarar onlara vermiyorsunuz, bu millete ve insanlığa veriyorsunuz." dedi.

“KÜRESEL AHLAKA SAHİP İNSANLARA İHTİYAÇ VAR”

Var olan küresel sorunları çözebilmek için küresel ahlaka sahip insanlara ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Bal, “Dinleri, dilleri, renkleri farklı olabilir ama ahlaka ve sorumluluğa sahip makul insanla ihtiyacımız var. Bu noktayı kaybetmemek lazım. Tabiri caizse topuğumuza millet olarak kurşun sıkmamak lazım, bindiğimiz dalı kesmemek lazım. Herkesin bu aşta bu yemekte tuzu vardır. Bunu kimse unutmasın. Zarar verildiğinde de herkesi karşılarında göreceklerini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Bal, bir örgüt ve paralel devlet furyasının devam ettiğine vurgu yaparak, milletvekili ve akademisyen olarak, ABD’nin çoğulculuğu ile lobiciliği ile övünen bir millet yapısında olduğu, bunun ölçütünün de hukuk olduğu örneğini verdi.

Türkiye olarak nasıl bir ülke olmak istediğimize öncelikle karar vermemiz gerektiğini dile getiren Bal, “Bağımsız yargının olduğu bir ülke miyiz, yoksa tek renk olmayı, her şeyi kontrol altına almaya mı çalışıyoruz.” sorusunu yöneltti.

LÜBNAN’LAŞTIRIRSINIZ

Bal, “Eğer siz poliste, yargıda, askerde, başka kurumlarda insanların şeceresini çıkarırsanız, siyasi, mezhepsel olarak bölerseniz, Türkiye’yi birinci sınıf demokrasi yapmaz Lübnan’laştırırsınız. Demokratik bir ülkede hiçbir kurum, hiç kimsenin tekelinde olamaz.

Ölçüt verimlilik, bilimsellik, başarı olmalı, anayasa, yönetmelik olmalı. Kim o hukukun sınırlarını ihlal ederse başka mülahazalara bakılmaksızın gereken cezalandırma yapılır. Bunun ötesinde bir sınıflama, Türkiye parçalara ayırır, kutuplaştırır. Etnik milliyetçiliğin olduğu yerde kaos, çatışma olur.

İNSANLARI GRUPLARA AYIRMAK, İLKELLİK; AHLAKDIŞILIKTIR”

“Bizim gibi düşünmeyenlere eğer paralel yapı dersek, birileri de çıkar karşınıza 2 bin 500 polis şefini oradan oraya savurdun, onların yerine kimleri koydun. Bu sımsıcak, yep yeni bir paralel yapı değil midir, derse ne cevap vereceksiniz.” diye soran İdris Bal, böyle bir yola girildiği zaman bir tane değil 5-8 tane paralel yapı ortaya çıkacağından söz etti.

Bal, “İnsanları bu tip gruplara ayırmak ilkellik, ahlak dışılıktır.” dedi.

Bal sözlerinin sonunda Türkiye’de yasama yürütmenin olduğunu ama bunun fiiliyatta olmadığını belirterek, partilerin en büyük sorunun kurumsallaşamamak olduğunu dikkat çekti.


CİHAN