"İnanç özgürlüğünde katedilecek mesafe var''

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, ''Türkiye'nin demokratikleşmesi ve sivilleşmesi anlamında, inanç özgürlüğü alanında hala katedeceği mesafeler var'' dedi.

İnanç özgürlüğünde katedilecek mesafe var
18 Aralık 2011 Pazar 19:47 tarihinde eklendi.

Bakan Eker, İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneğince düzenlenen "7. İmam Hatipliler Kurultayı"nın açılışında yaptığı konuşmada, imam hatibin bir mektep anlayışı olmadığını, bir medeniyet tasavvuru olduğunu anlattı. Eker, "Geçen zamanı ibret olarak, ibretlik hadiselerinden ibret alarak değerlendirmek mecburiyetindeyiz. Yaşanan hadiseler ve tarih, geçmiş için değildir. Geleceği kurgulamak içindir. Gelecek için plan yapmak, ders almak içindir" diye konuştu. 
    
Eker, imam hatiplerin çeşitli dönemlerde çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını belirterek, şunları söyledi: 
    
"Ben buraya 200 metre kadar mesafede olan imam hatip okulunda okudum. 12 Mart döneminde ikinci sınıf öğrencisiydim. İstasyonda, gişede bilet almak için bekleyen başında beyaz takke olan yaşlı bir vatandaş vardı. Vatandaşın yanına gelen sivil ve korkutucu tavırları olan bir adam, yaşlı adamın önünde durdu takkesini yırttı ve yere attı. Adam bir şeyler söyler gibi oldu, biri daha geldi hakaretler edip gittiler. İmam hatiplerin orta kısmının kapatılması o günlerin devamında geldi. Sadece imam hatiplerle değil, ayrı düşünen, farklı düşünen herkesle ilgili bir takım mekanizmaların işletildiği günlerdi. Türkiye'de doğu ile batı, Türk ile Kürt, Alevi ile Sünni arasında zaman zaman sahneye konan ve geçen 80 yıllık süre içerisinde birçok kez şahit olduğumuz birçok senaryoların ortaya konulduğu süreçleri milletimiz yaşadı. Bunları gördük. Burada yaklaşık 30 sene sıkıyönetim ve olağanüstü hal ilan edildi. Bazen sıkıyönetim, bazen olağanüstü hal modunda 2003 yılına kadar devam etti." 
    
Eker, geçen zaman içerisinde özellikle imam hatip, diğer farklı düşünen toplum kesimleri üzerinde çok ağır uygulamaların yapıldığını ifade ederek, insanlığın vicdanını rahatsız eden anlayışın ürünlerinin sergilendiğini gördüklerini kaydetti. 
    
Bütün bunlarla mücadele edilmesi gerektiğini kendilerinin de bunu yaptığını ve hala yapmayı sürdürdüklerini anlatan Eker, şöyle devam etti: 
    
" 28 şubat sürecinde Eyüp Sultan Camisi'nde sabahları, hafta sonları, sabah namazından sonra yapılan duaları, dökülen gözyaşlarını hepimiz biliyoruz, hepimiz yaşadık. OHAL, işkence ve kötü muamele, lafta kalan hukuk devleti, üstünlerin hukukunu savunan yargı sistemi ve darbeci vesayet rejimi. Türkiye'de son yıllara kadar karşı karşıya kaldığımız manzaraydı. Böyle bir yapıda, böyle bir ortamda, elbete ki diğer inanç grupları, farklı düşünenler gibi imam hatipler de milletin değerlerini temsil eden bütün zihniyetin temsilcileri de zarar gördü. Biz bürokratik bir cumhuriyet yerine, demokratik bir cumhuriyeti esas aldık. Demokratik bir cumhuriyetin inşası için çaba içerisinde olduk ve bunu yapmaya çalışıyoruz. Bugün de mücadelesini verdiğimiz budur. Biz bugünün sorunlarını da, geçmişten gelen sorunları da çözmek için bu evrensel insani ve İslami standartlara yaslanmak suretiyle bu meseleleri çözmek durumundayız. Türkiye'nin demokratikleşmesi ve sivilleşmesi anlamında, inanç özgürlüğü alanında hala katedeceği mesafeler var." 
    
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici de" İmam hatip okulları, sadece imam hatip yetiştiren okullar veya liseler olarak algılanmamalıdır. İmam hatip okulları birlik ve beraberliğimizin ilacı ve yarınlara daha güvenle bakmamızın adıdır. İmam hatipler hiçbir siyasi oluşumun himaye ve güdümünde değildir ve olmamalıdır. İmam hatipler her türlü özgür düşüncenin serbest tartışıldığı bir ortam olmamasını da hiçbir zaman yitirmemelidirler" dedi.