Işıkara'dan korkutan tahmin

Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara istatistiklere bakıldığında şu sıralar deprem olmasının sürpriz olmayacağını söyledi

Işıkaradan korkutan tahmin
08 Mayıs 2012 Salı 12:04 tarihinde eklendi, 1.139 kez okundu.

 

Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Kütahya ve İzmir'de yaşanan depremleri yorumladı. Işıkara "İzmir'de sıra dışı bir durum yok. Kütahya için de 'yeni bir fay oluştu' denemez. Mevcut fay harekete geçti. 4 Haziran'a kadar 5'in üzerinde bir deprem olursa için sürpriz olmaz. İstatistiklere bakıldığında şu aralar Türkiye'nin herhangi bir yerinde 6 ve 6'nın üzerinde bir deprem olursa şaşırmam" dedi.
 
Ercan Öztürk'ün Akşam gazetesinde "Artçılar ekime kadar sürer" başlığıyla yayımlanan Ahmet Mete Işıkara söyleşisi şöyle:
 
Artçılar ekime kadar sürer
 
Kandilli Rasathanesi eski müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, 19 Mayıs 2011'deki 5.9'luk deprem sonrası 10 bin yakın artçının kaydedildiği Kütahya ve beşik gibi sallanan İzmir'deki hareketliliği yorumladı. 'İzmir ve çevresinde, Foça'da, Çeşme'de bana göre sıradışı bir şey yok' diyen Işıkara'nın tespitleri şöyle:
 
1999'daki yeni bir faydı
 
İzmir zaman zaman irili ufaklı depremlere maruz kalıyor. Son günlerdeki depremler bu tarz. 2005-2006'da peş peşe bu benzer depremler olduğunu görürsünüz. O dönem hepsi 5'in üzerindeydi. Simav'a gelirsek. Burada yeni fay meselesi var. İzmir ve çevresinde olan depremlerin aynısı Simav için de geçerli. Bu tartışılması gereken bir konu. Niye yeni bir fay? Durup dururken bir fay oluşursa bu, böyle büyüklükte bir deprem üretmez. Yeni fay oluşmasını 1999 depremi için söyleyebiliriz. 100 km uzaklığında fay hattı yaklaşık 5 metre hareket etti ve bir fay oluştu. O fayın oluşturduğu çok büyük bir deprem yaşadık. Artçı şokları 2 sene yaşadık. Simav'da olan yeni bir fay mı değil mi? Bunu söylemek mümkün değil. Bir deprem fırtınası mı? O da sürerdi. Durdu.
 
Deprem habercisi değil
 
Simav'a gittim. İzmir'e gittim. İlerde olabilecek depremlerin habercisi mi diye sorulduğunda bana göre öyle görünmüyor. İzmir ile Kütahya birinci derecede deprem bölgesi. Burada mevcut fay harekete geçti. Yeni fay oluştuğu zaman bu büyüklükte bir deprem oluşturmaz. Daha büyük deprem olur. Örneğin 6'nın üzerinde olabilir. Simav'da bir süre devam etti, sakinleşti. Depremler ilk meydana geldiği yerde değil de çevrede oluyor. 5'i bir defa geçti. Simav'da yaşayanlara 'tedirgin' olmaktan ziyade önleminizi alın derim. Oradaki vatandaşlarımıza 'Devam edecek' dedim. Eylül ile Ekim'e kadar devam edebilir. Önemli olan güvenli yaşam şartlarını yerine getirmen. Oradaki hareket, durağan hale daha gelmemiş.
 
Türkiye'de 6'lık deprem şaşırtmaz
 
5 ila 5,9 arasındaki depremler 20 günde, ayda bir kere olabilir. Bir tanesi geçen gün oldu. 5,1 idi. 4 Haziran'a kadar 5'in üzerinde bir deprem olursa için sürpriz olmaz. İstatistiklere bakıldığında şu aralar Türkiye'nin herhangi bir yerinde 6 ve 6'nın üzerinde bir deprem olursa şaşırmam. Çünkü bu bana ülkemin deprem ülkesi olduğu gerçeğini yansıtıyor. Korkuyor muyum? Hayır, korkmuyorum. Ev alırken titiz davrandım. Koca koca eşyalar yok. Ev dekorasyonunu bile yaşadığımız gerçeğe göre değiştirmek zorundayız. Hangisi deprem hareketinde düşer bunları hesaplamamız lazım. Deprem hareketinde yaşadığın bina dalgalanabilir, savrulabilir.
 
'Ben buradayım' diyor
 
Toplumda deprem bilinci yeterince oluşmuş değil. Ama çok da mesafe aldığımızı söyleyebilirim. Binalarınızı kontrol ettirin, yeni bir ev alacaksanız, kiralayacaksanız depremde güvenli bir olup olmadığı konusunda hassas davranın. Depremden korunmanın en güzel yolu, güvenli yapıdır. 3-4 gündür yaşadığımız 4 ila 4,9 arasındaki depremler Türkiye'de iki üç günde bir olur. Şaşırmam Bu Türkiye'nin deprem bölgesi olduğunun habercisidir. Seni uyarıyor 'ben buradayım, sorumlu davranmak zorundasın' diyor.
 
3+1 demeyin güvence verin
 
Yeni yeni siteler yapılıyor. Kocaman kocaman rezidans ilanları, muazzam paralar harcanıyor. Bir tanesi hariç ben 'Bu rezidans veya site deprem güvenlidir' diyeni göremiyorum. Bakıyorsunuz gerçekten mühendislik görmüş binalar. Ama onların da toplumu rahatlatması lazım. Toplumu bu yeni binaları almaya teşvik ederken bunu da yapmak lazım. Yapı stokumuzu değiştirmemiz lazım. İstanbul'un da kurtuluşu da zaten bu yapı stokunun değiştirilmesindedir. '1+1 şu kadar, 3+1 şu kadar' diyeceğimiz yere onun yanında topluma bir güvence verelim."