Kadıköy saldırısı gerçekleri

Kadıköy barlar sokağındaki 'bıçaklı saldırının' tanıkları saldırının organize olduğunu söylüyor ve buna göre önlem alınmasını istiyor.

Kadıköy saldırısı gerçekleri
10 Temmuz 2011 Pazar 14:47 tarihinde eklendi, 1.085 kez okundu.

 

Kadıköy’de geçen cumartesi günü yaşanan ve basında ‘Barlar sokağı kavgası’ olarak anılan olayın üzerindeki sis perdesi kalkıyor. Saldırının gerçekleştiği bölgede oturan, o esnada sokaktan geçen ya da gürültüleri, yardım çığlıklarını duyarak olay yerine gelen mağdurların anlattıkları, yaşanan akıl almaz şiddetin yanı sıra saldırgan grubun son derece organize hareket ettiğini de gösteriyor.
 
LİDERLERİ "TAMAM TOPARLANIN GİDİYORUZ" DEDİ
 
Tüm görgü tanıkları, saldırıya doğrudan karışmayan ama bir süre sonra saatine bakıp “Tamam toparlanın gidiyoruz” komutu veren bir ‘lider’den söz ediyor örneğin. Bu kişi gözaltına alınan ya da tutuklananlar arasında yok. Tek tip montların bir kişide toplanarak bölgeden uzaklaştırıldığı ve saldırganların Kadife Sokak’taki barlara dağıldığı da söylenenler arasında.
 
2 Temmuz gecesi Kadıköy’de ‘Barlar Sokağı’ olarak anılan Kadife Sokak ile Bahariye Caddesi’ni birbirine bağlayan Dr. İhsan Ünlüer Sokak’a gelen, tek tip mont giyen ve ‘Hells Angels’ isimli bir motosiklet grubunun üyeleri olduğu söylenen saldırganlar kesici aletlerle silahlanmış bir grup, ‘içki içildiği’ bahanesiyle sokaktaki insanlara saldırmış, biri göğsünün altından olmak üzere 3 kişi bıçakla yaralanmıştı. Olaydan sonra başlatılan soruşturmada dokuz kişi gözaltına alınarak sorgulanmış ve bunlardan altısı tutuklanarak cezaevine konulmuştu.
 
"SOKAĞIN GİRİŞ-ÇIKIŞINI TUTMUŞLAR"
 
Kadıköy’de oturan ve olay gecesi saldırı başladıktan sonra sokağa gelen fotoğrafçı Sertaç Girgin yerde yatan bir yaralıya yardım etmek isterken 5 yerinden bıçaklanmış. Evine ulaşmak isterken acımasız bir saldırının ortasında kalan Girgin yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Yürüyerek eve geliyordum. Gürültülerden, sokakta büyük bir arbede olduğunu anladım. Sonradan saldırgan gruptan olduklarını anladığım kişiler sokağın girişini tutmuş kimseye geçiş izni vermiyordu. Bir yolunu bularak kendimi sokağa attım. Aynı montlardan giymiş bir grup, yerde yatan insanların başında öbekler halinde birikmiş dövmeye devam ediyorlardı. 50 yaşlarında bir adamın bıçaklanmış olduğunu gördüm. Yere düşmüştü. Ona yardım etmek için yanına gidince bana da saldırdılar. Beni de yere yıktılar.”
 
"YARDIM EDERKEN BIÇAKLANDIM"
 
“Zaten kendilerinden başka herkese, hareket eden her şeye saldırıyorlardı” diyen Girgin şöyle devam etti: “Bıçaklanan insanlar yerde yatıyor, onlara yardım edilmesine izin vermiyorlardı. Sokaktaki terör sürerken bir ara –sanırım gördüklerimin de etkisiyle- ‘yeter artık’ diye yüksek sesle bağırdım. Ne olduysa ondan sonra oldu zaten. Oldukça iri yarı olan bu adamlardan 2-3 tanesi bana saldırdı. Kısa bir an kendimi kaybetmişim. Kalktığımda bacağımda bir uyuşukluk hissettim. Arkadaşım İnan’ı da yaralı yatarken gördüm. Seslenip ona doğru yönelmek isteyince beni duyan biri gelip kalçamdan iki kez bıçakladı. Zaten daha önce de üç kez bıçaklanmışım. Bunu sonra fark ettim.”
 
PITBULL BİLE DEHŞETE DÜŞTÜ
 
Tanıkların anlattıkları Sertaç’ın söylediklerine benzer bir dehşet tablosu oluşturuyor. Yaklaşık 30 kişilik saldırgan grup, sokağın iki noktasındaki girişleri tuttuktan sonra ‘hareket eden her şeye’ saldırmış. Çevirmen ve web editörü İnan Aru da saldırıda feci şekilde dövülenlerden biri. İnan Aru “En acıklısı, tüm o vahşet boyunca tüm sokakta yalnızca bir pencerenin duruma müdahale etmek için açılması. Diğerleri perdelerinin arkasından olanları seyretti” diyor.
 
"İÇKİ İÇENLER BAHANE"
 
Evine gidebilmek için Ünlüer Sokak’ı kulanan Aru da saldırının sadece içki içenleri değil, bir dehşet yaratmak için herkesi hedef aldığını söylüyor: “İçki içenlere saldırıldığı doğru değil. Bahane bu olabilir ama oradan geçen herkese, yaralılara yardım etmek isteyenlere saldırdılar. Müdahale eden bir eve bira şişeleriyle saldırdılar, camlarını kırdılar ve apartman kapısını zorladılar. Evlerden şişe atıldı gibi haberler yer aldı. Doğru değil. Şişeleri evlere atanlar da onlardı. Kadınlar, yaşlı adamlar, alüminyum kutu toplayan bir çocuk da dahil o anda sokaktan geçmekte olan herkes feci şekilde dövüldü.
 
Saldırganların yanında bir de pitbull köpek varmış. Anlatılanlara göre herkesin ürktüğü köpek bile olayın dehşetiyle korku içinde etrafına bakakalmış.
 
ELE BAŞLARI HALA YAKALANAMADI
 
Motosikletli grubun etkinliğini sürdürdüğü bölgede tedirginlik de devam ediyor ve bu da tanıkların hedef haline gelmesini kolaylaştıracak bir yöntem olmuş. Polisin olay yerine saldırıya müdahale etmek için 30 dakika sonra gelmesini herkes anlaşılmaz bulunuyor. Zira saldırının olduğu sokak Kadıköy’ün orta yerindeydi. Olayda tutuklanan 6 kişi var ama olayın içinde yer alan, öncülük eden pek çok kişi henüz yakalanmadı. Eğer amaç bir sokağı terörize ederek bir bölgeye hâkim olmak idiyse bu, en azından şimdilik, başarılmış gibi görünüyor. Nitekim grup üyeleri sokağa psikolojik olarak eskisinden daha fazla hâkim.
 
İSTENEN BU MUYDU?
 
Mağdurlar onların işyerlerinin önünden geçmemeye özen gösteriyor. Acımasızca dövülen, bıçaklanan ve grubun etkinliği nedeniyle halen tedirgin olan mağdurların talebi, saldırının organize bir şekilde yapıldığının tespit edilmesi ve önlemlerin buna göre alınması. Aksi halde benzer olayların bir kez daha tekrarlanacağı korkusu yayılıyor.
 
Bu haliyle ultra-milliyetçi bir fonda kaba kuvvete dayalı bir ‘sosyallik’ üreten neofaşist bir motosiklet çetesi amacına ulaşmış ve bir bölgenin psikolojik hâkimiyetini ele geçirmiş olacak…
 
SOKAKTA KORKU HAVASI HAKİM
 
Saldırının neyi amaçladığı, 1 haftadır konuşuluyor. Buna net bir yanıt verilebilmiş değil. İlk sabah “dinciler içki içenlere saldırdı” diye başlayan fısıltı manşetleri daha sonra çeşitlenmiş. Etrafta içki içilmesinin işlerini olumsuz etkilediğini düşünen bar sahiplerini işaret edenler de var. Hells Angels grubunun da sokakta bir dövmeci dükkânı var ve bazı grup üyeleri Kadife Sokak’taki bazı barların ortağı. Ama denebilir ki olanlar en çok Barlar Sokağı’na ve dolayısıyla buranın esnafına zarar vermiş durumda. Sokakta alışılmadık bir sessizlik var. Polis önlemleri dikkat çekiyor ve bu da ‘kriminal bir hava’ yaratıyor. Barların dışındaki tabure ve masalar büyük oranda kaldırılmış. ‘Sokak sakinlerinin içki içilmesinden rahatsız olduğu’ yorumunu da hemen herkes yalanlıyor. İçki içenler çoğunlukla üniversiteli gençler. Bir-iki akşam küçük tartışmalar yaşanmış ama yıllardır yaşanmış önemli bir sorun yok. Sokağa adını veren Dr. İhsan Ünlüer’in eşi Ayten Ünlüer halen burada oturuyor. Olay sırasında uyuyormuş. Saldırıyı öğrenince çok üzüldüğü öğrenildi.
 
Hakkı Özdal / Radikal