"Kimse bana geri adım attıramaz"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, İzmir’de basın mensuplarının, "Zonguldak’ta yaptığı konuşmadan dolayı pişman olup olmadığı" yönündeki sorusuna, "Hayır değilim, söylemek istediğim ortada. Geri adım atmam söz konusu değil. Kimse bana geri adım attıramaz" cevabını verdi.

Kimse bana geri adım attıramaz
10 Şubat 2011 Perşembe 15:26 tarihinde eklendi.

 

Zonguldak Cumhuriyet Başsavcısı’nın "Kağıttan Kaplan" sözü nedeniyle 301’inci Madde’den dava açmak için Adalet Bakanı Sadullah Ergin’den izin istemesini de değerlendiren Batum, "Medyada bunun üzerine büyük tartışma programları yaptılar. Ancak bunlar beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Haklı olduğum konuda geri adım atmam sözkonusu değil. Kimse de bana geri adım attırımaz. Zihnen de yıpranmadım, ama yıptarılmak istendim" diye konuştu.
 
CHP’li Süheyl Batum, Konak Belediyesi tarafından düzenlenen panele katılmak için geldiği İzmir’de, basın munsuplarının sorularını yanıtladı. Batum, bir gazetecinin Zonguldak Cumhuriyet Başsavcısı’nın "Kağıttan Kaplan" sözü nedeniyle 301’inci Madde’den dava açmak için Adalet Bakanı Sadullah Ergin’den izin istemesini değerlendirdi. Savcının dava açıp açmayacağını hep birlikte gereceklerini söyleyen Batum şunları anlattı: 
 
"Açılırsa da söyleyecek sözümüz var, açılmazsa da. Dava açıldığı taktirde Türkiye’deki uygulamayı, o konuşmanın tamamında ne söylediğimi ve Avrupa İnsan Hakları Mahmekemesi’ndeki kararı tabi ki vereceğiz. Ama şunu söyleyeyim; Bugüne kadarki uygulama ve AİHM kararı da gösrerir ki bir konuşmanın tamamı alınmadan, tamamı algılanmadan kesinlikle 301’in uygulanması mümkün değildir. Türkiye’de tabi ki savcının öyle davrandığını söylemiyorum. Savcı mutlaka konuşmanın tamamına bakmıştır. Ama 2- 3 gündür Türkiye’de yapılmak istenen aslında, Başbakan’ın yapmak istediğine baktığınızda onun tersinin olduğunu görüyorsunuz. Bu Türk demokrasisinin nereye getirilmek istendiğinin açıkça göstergesidir. Dünyanın çok az demokrasisinde bir insanın, hele bir siyasetçinin 30 dakikalık konuşmasından sadece bir şeyi alıp, önünü arkasını koymadan, sözüm ona demokratik bir ülkenin başbakanının, sözüm ona ifade özgürlüğünün olduğu bir ülkenin başbabakının ’Savcılar harekete geçin’ dediği başka bir tek örnek varsa biz de bu tür demokrasi isteriz. Böyle bir anlayış yoktur. Biz biliyoruz zaten bunu ama örnekleri de görüyoruz. Daha da iyi oluyor. Türkiye’nin nasıl bir ülke olduğunu, nasıl bir demokrasi olduğunu Tekel işçileri dayak yiyerek, Torba Yasa’ya karşı çıkmak isteyen sendikacılar dayak yiyerek ve de 301’den bizler görebiliriz. Türk halkı da bunu görecek. Sonunda bu iktidardan, başbakandan kurtulacağız."
 
Batum bir gazetecinin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in 301’den dava açılıp açılmama konusunda "Avrupa içtihatlarına bakacağız" sözlerini de şöyle değerlendirdi. Batum, "Olması gereken bu zaten. Zaten Adalet Bakanı buna uysa da uymasa da Türkiye’nin yargısı buna uyacaktır. Ben ’Şöyle karar verecektir, böyle karar verecektir’ demiyorum. Ama Türk yargısına o yönde bir Başbakan’ın bir kelimeyle ’Savcılar derhal harekete geçin, savcılar hepinizi göreve çağırıyorum’ demesi dünyanın başka bir demokrasisinde yoktur. O ancak Tayyip Erdoğan demokrasisinde olur. Bizim de karşı çıktığımız budur" dedi. 
 
İSTİFA YOK
 
Batum CHP’den istifa edip etmeyeceği yönünüdeki soruya da "Gördünüz. Onu sayın Genel Başkan’a söyleyin. Dün sayın genel sekreterle de söylediler. Ama ben tekrar söyleyeyim; Böyle birşey yok. Biz bir mücadelenin içindeyiz. Türkiye’de gerçek demokrasiyi CHP olarak gerçekleştereceğiz. Türkiye’deki işsizliği, yoksulluğu, yolsuzlukları ortadan kaldıracağız. Bunu istemeyenler ve bugün giydiğimiz elbiseyi kafamıza yerleştirmek isteyenler bunun önüne geçmek isteyecekler. Bir sürü şeyler yapacaklar, ’Ucube’ diyecekler, ona buna saldıracaklar, düzmece kanıtlar hazırlayacaklar. Bir cümleyi çekecekler. Hepsi savaşı müacedeleyi yarıda bıraksa, ’Ben üzüldüm, darıldım’ dese nasıl mücadele edeceğiz. O yüzden böyle birşey yok" dedi.
 
GERİ ADIM ATMAM SÖZ KONUSU DEĞİL
 
"Bu sözleri keşke söylemseydim dediniz mi? Yastığa başınızı rahat koyuyor musunuz?" sorusuna ise Batum, şöyle yanıt verdi:
 
"Hiç düşünmedim. Bundan çok hoşnutum. Çünkü söylüyorum. Bunlar turnosol kağıdı gibidir. Böyle rejimlerde medyanın büyük bölümünün devşirilmeye çalışıldığı, devşirilemeyenlerin baskı, tehdit, korkuyla baskı altına alındığı ülkelerde bunlar çıkacaktır. Medyada bunun üzerine büyük tartışma programları yaptılar. Ancak bunlar beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Benim Türkiye’de güvendiğim, inandığım saygı duyduğum gazeteciler, aydınlar, sokaktaki insanlar var. Onların söylediklerine baktığımda söylediğimin bu şekilde yorumlanmak istendiğine onlar da inandığı için o kadar rahat yattım ki yatağa, hiçbir sıkıntım yok. Haklı olduğum konuda geri adım atmam da sözkonusu değil. Kimse de bana geri adım attırımaz. Zihnen de yıpranmadım, ama yıptarılmak istendim."