"Klavyelere değil gazetecilere özgürlük istiyoruz"

Atilla Sertel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 'Demokratikleşme Paketi'nde basın ve ifade özgürlüğü ile herhangi bir düzenlemenin getirilmemiş olmasını eleştirdi.

Klavyelere değil gazetecilere özgürlük istiyoruz
30 Eylül 2013 Pazartesi 17:36 tarihinde eklendi.
Sertel, Başbakan Erdoğan'ın, "Q, W, X harflerinin kullanımını serbest bırakıyoruz, bir nevi klavyelere özgürlük getiriyoruz" sözüne vurgu yaparak, "Mesele klavyelerin değil, gazetecilerin özgür olmasıdır. Bu harflerin kullanımının serbest bırakılmasından ziyade o harfler kullanılarak yazılan haberlerin, yapılan yorumların cezalandırılmaması çok daha önemlidir" dedi. 
 
TGF Genel Başkanı Atilla Sertel, Demokrasinin en temel göstergelerinden birinin basın ve ifade özgürlüğü olduğunu hatırlattı. Sertel, Türkiye'ye uluslararası arena ve demokratikleşme anlamında ciddi sıkıntılar yarattığını belirttiği basın ve ifade özgürlüğü ile tutuklu gazeteciler sorununun pakette yer almamasının düzenlemelerin inandırıcılığına gölge düşürdüğünü söyledi. Evrensel, Birgün, Özgür Gündem, Aydınlık, Sözcü, Sol ve Yeniçağ gazeteleri ile Halk TV, Hayat TV, İMC TV'nin de toplantıya davet edilmemesinin iktidarın basın ve ifade özgürlüğüne bakışını göstermesi açısından 'manidar' olduğunu dile getiren Atilla Sertel, demokratikleşme paketinin bu haliyle 'eksik' doğduğunu savundu.
 
"KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL"
 
TGF Genel Başkanı Atilla Sertel, şöyle devam etti:
 
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından bugün açıklanan demokratikleşme paketi, gazeteciler olarak beklentimizi karşılamadı. Basın ve ifade özgürlüğünün önünde bu kadar engel varken, yazdıkları nedeniyle çok sayıda meslektaşımız cezaevlerine atılmışken, basına yönelik 10 bin civarında ceza davası açılmışken, pakette bu konularla ilgili herhangi bir düzenleme olmaması kabul edilebilir değildir. Mesele başörtüsünü kamuda serbest bırakmaksa zaten uzun süredir bu konuda sorun yaşanmıyordu. Mesele TCK'ya göre yasaklı olan "Q,W,X' harflerinin kullanımının serbest bırakılması değil, gazetecilerin özgür olmasıdır. Doğu ve batıda görev yapan meslektaşlarımız içerisinde o harflerin de kullanıldığı yazıları nedeniyle tutuklanıyorsa, tutuklanmaya devam edilecekse bu durumda hiç harf hiçbir gazeteci özgür değildir. Demokrasinin en temel göstergelerinden olan basın ve ifade özgürlüğünün bu pakette yer almaması, üstelik demokratikleşme toplantısında antidemokratik bir uygulama sergileyerek bazı muhalif gazete ve televizyonların alınmaması demokrasiye gölge düşürdüğü gibi paketin inandırıcılığını da ortadan kaldırmıştır. Türkiye Gazeteciler Federasyonu olarak tek beklentimiz demokrasinin gereklerinin yerine getirilmesi, meslektaşlarımızın özgür, bağımsız ortamda gazetecilik yapabilmesidir. Kamuoyunun beklentisinin de bu yönde olduğunu bir kez daha önemle hatırlatmayı görev biliyoruz."
 
İZMİR'DE DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ’NE FARKLI TEPKİLER
 
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı 'Demokratikleşme Paketi'ne İzmir'deki siyasi çevreleden ve iş dünyasından farklı tepkiler geldi. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, paketin iyi bir şekilde analiz edilmesi gerektiğini söylerken, Alevi Bektaşi Federasyonu İzmir Bölge Temsilcisi Mustafa Aslan, paketin Başbakan’ın elinde patlayacağını öne sürdü. CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler ise ulusal ve laik Türkiye’nin paketlendiğini iddia etti. AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay, "Değişimden korktular çekindiler, korkaklar zafer anıtı dikemezler" dedi.
 
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkan Yardımcısı, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Demokrasi Paketi'nin açıklanmasının ardından yaptığı değerlendirmede, "Herkesin yaşam tarzına saygıyı Türk Ceza Kanunu ile güvence altına alınması çok önemli bir konu. Kontrol sistemi ise bunu çıkarmak kadar önemli. Üniversitede isim değişikliği, Süryani Manastarı son derece olumlu. Hakların teslim edildiğini görüyoruz. Bunun iyi bir şekilde analiz edilmesi gerekiyor. Kamuda başörtüsü serbestliği çıktı. Bunun da iyi bir şekilde analiz edilmesi şart" dedi.
 
'PAKET ELİNDE PATLAYACAK'
 
Alevi Bektaşi Federasyonu İzmir Bölge Temsilcisi Mustafa Aslan, "Demokratikleşme paketi tam AKP’ye yakışan bir paket oldu. Bu toplumun beklentileri pakette yok. Aleviler adına zaten bir beklentimiz yoktu ama son zamanlarda cemevleriyle ilgili yasal düzenleme haberleri düşmüştü. AKP’nin böyle bir adım atmayacağını biliyorduk. Paket Başbakan’ın elinde patlayacak" dedi.
 
ULUSAL VE LAİK TÜRKİYE PAKETLENDİ
 
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, demokratikleşme paketini Islahat Fermanı’na benzeterek, ulusal ve laik Türkiye’nin paketlendiğini, Türkçe’nin farklı dil ve lehçelerden biri konumuna getirildiğini öne sürdü ve şunları söyledi:
 
"Bu paket usulü bakımından sorunluydu. Demokrasi süprizler rejimi değilidir. Plan, program, açık tartışmalar rejimidir. Başbakan tüm ülkeyi bugün saat 11.00’de ekrana kilitleyerek, antidemotrak bir iş yaptı. Paket yasalar ve yönetsel düzenlemeler içeriyor. Bunlar sürpriz yapılacak konular değil. Bunlar geniş geniş tartışılacak konular. Bu açıdan antidemokratik özelliğini çok açık vurgulamak gerekir. İçerik bakımından da ikinci Islahat Fermanı’dır. 1856 yılındaki fermandan sonra 2013 ıslahat fermanı olarak tarihe geçecek. Ulusal ve laik Türkiye’yi paketledi. Ülkemizi dini ve etnik parçalara böldü. Ulusal dilimiz Türkçe’yi farklı dil ve lehçelerden biri konumuda düşürdü. Dinci giyim ve davranışları Türk Ceza Kanunu korumasına aldı. 'Ne mutlu Türk’üm diyene' demeyi adeta suç haline getiren nitelikte bir nefret ve ayrımcılık tanımı getirdi. Türkiye’de karşı devrimin son hamlesi olarak tarihe geçti. Türkçe alfabe değiştirildi. Siyasette ve eğitimde ulusal dil ilkesi ortadan kaldırıldı. Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi, Süryani Manastırı ve Roman Enstitüsü toplumun belli kesimlerine sus payından öte bir anlam taşımıyor. Bu kesimler genel olarak ulusal ve laik değerlere sıkı sıkıya bağlı olan kesimler. Adeta onları susturmak için getirilmiş sembolik işler."
 
PKK BASKISIYLA YAPILMASI ZAAFİYET
 
CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin demokratikleşme pametiyle dağın fare doğurduğunu belirterek, Siyasi Partiler Yasası’nda değişiklik yapılmamasıyla liderlik sultasının devam edeceğini ileri sürdü. Engin, "Herkes demokratikleşecek ama krallar seçeğiz. İnanmak mümkün değil. Ana dilde özel eğitim tehlikeli bir iş. Başkalarının tekellerine kayabilir. Kolejler ve buna benzer yapılanmalar kötü niyetli organizasyonların eline geçebilir. PKK baskısıyla yapılması zaafiyet. Ancak iyi yönleri de var. Hepimizin yıllardır ayrımcılığa karşı tutumun pakette yer alması iyi. Bunlar partimizin de savunduğu önemli şeyler" dedi. 
 
TÜRKİYE FABRİKA AYARLARINA GERİ DÖNECEK
 
AK Parti İzmir Milletvekili Ali Aşlık, partisinin kurulduğundan bu yana değişimi ve dönüşümü planlı bir şekilde yaptığını belirtekrek, "Türk milleti fabrika ayarlarına geri dönecek. Bunu başkalarının bize dayatmasıyla değil dışardan müdahaleleri önleyecek ve ona zemin hazırlayacak sıkıntıları ortadan kaldırarak yapacak. Bu millet yüzyıllarca barış içinde yaşadı. Ancak bu milletin içine yanlış uygulamalarla anlayışlarla fitne sokuldu. Bunları başkalarının dayatmasıyla değil kendi öz idrakimizle ortadan kaldırırsak barışa katkı sağlamış oluruz. Aksi taktirde insanlar haklarını ararken canlarından mallarından mahrum olabilirler. Kapitalizm çok acımasız buna direnç göstererek kendi içimizdeki barışı tesis ederek yapılandırmamız gerekiyor" dedi.
 
HAYALİ KORKULARLA DEMOKRASİ GELMEZ
 
AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül, demokratikleşme paketinin içeriğinin kimsenin beklemediği kadar dolu olduğunu belirterek, Türkiye’nin demokratikleşmenin önündeki korkuları kaldırması gerektiğini savundu. Şengül, "Bunu yaparsak özgürlük olur. “Arkasından şu gelir' gibi hayali korkularla demokrasi gelmez. Ülkemizde tüm yaşam tarzlarının inanışların etnik milliyetlerin herkesin kendini ifade edebileceği bir alan yaratmak bu iktidarın görevidir. Yıllardır hep söylenir derler ki demokratikleşmenin önündeki engel Siyasi Partiyer Yasası ve Seçim Yasası’dır. Pakette Seçim Yasası ile ilgili ciddi reformlar var. İnanıyorum ki ülkemizin hayal ettiği gelişmiş ülkelere imrendiği demokrasi ülkemize de yerleşmiş olacak. Ötekileştirmenin ve ayrıştırmanın olmadığı bir ülke olmasın diyorum" dedi.
 
KORKAKLAR ZAFER ANITI DİKEMEZLER
 
AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay, "Değişimden korktular çekindiler, korkaklar zafer anıtı dikemezler. Biz yüzümüzü milletimize döndük. Bu ilk değil son da olmayacak. Dar bölge seçim sistemi, ana dilde propaganda, oy veren herkesin siyasi partilere üye olabilmesi, çok güzel gelişmeler. Özgürlük ve insan haklarının önünün açılması, kılık kıyafet serbestliğinin toplumdan olumlu tepki alacağını tahmin ediyorum. Paket daha açıklanmadan karşı çıkanlar hariç. Bu ilk değil son da olmaz. Toplumun talepleri doğrultusunda daha da iyileştirmeler yapılacak" dedi.
 
BASIN KONSEYİ BAZI GAZETELERİN TOPLANTIYA ALINMAMASINI ELEŞTİRDİ
 
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç; "Evrensel, Birgün, Özgür Gündem, Aydınlık, Sözcü, Sol ve Yeniçağ gazeteleri ile Halk TV, Hayat TV, İMC TV'nin, Demokratikleşme Paketinin açıklandığı toplantıya çağırılmamalarını, demokratikleşme açısından umut kırıcı bir gelişme olarak değerlendiriyoruz" dedi.
 
Demokratikleşme adına çok önemli açıklamaların yapılacağı bir platformda, basın kuruluşları arasında ayırımcılık yapılmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Türenç, kamuoyu oluşturmada basının haber alma hakkını özgürce kullanmasının en önemli koşul olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Demokrasi paketinin açıklandığı böyle bir günde bile, başlıca özgürlüklerin önünde yer alan basın özgürlüğünün dahi sağlanamadığını görmek, özgürlükler açısından büyük bir hayal kırıklığı olmuştur. Halkın öğrenme hakkı adına basın özgürlüğünün önemini bir kez daha hatırlatırken, basına akreditasyon uygulanmasını kınıyoruz."

DHA