'Kürtçe okulla ilgili resmi başvuru yok'

Bekir Bozdağ, mühürlenen Kürtçe okullarla e ilgili resmi bir başvuru yapılmadığını belirterek, "Okul açma ile ilgili hiç bir başvuru yapılmamış. Okul açmanın şartları var. Burada okul açmak isteyen bu yasal duruma uyacak. "Ben kendi kafama göre okul açıyorum, öğrenci alıyorum" derseniz orası hukuk devleti olmaz. Hukuk devletiysek o zaman hukukun kurallarına uymamız lazım" dedi.

Kürtçe okulla ilgili resmi başvuru yok
16 Eylül 2014 Salı 13:56 tarihinde eklendi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bugün sabah saatlerinde bir dizi incelemelerde bulunmak üzere özel uçakla Diyarbakır'a geldi. Bozdağ'ı havaalanında Ak Partili milletvekilleri Diyarbakır Vali vekili Mustafa Demir, Emniyet Müdürü Doktor Halis Böğürcü, Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, Adalet Komisyonu Başkanı Cihan Kart karşıladı. Dün çıkan kararname ile merkeze çekilen Vali Mustafa Cahit Kıraç, havaalanında yapılan karşılamaya ve Valilik binasındaki kabule katılmadı. Valilik yetkilileri Kıraç'ın programa katılmamasına ilişkin bir bilgilerinin olmadığını söyledi.
 
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Diyarbakır'daki ilk programında Valiliği ziyaret ederek, Vali vekili Mehmet Demir'den bilgi aldı. Valilik binasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, çözüm sürecine ilişkin olarak bugüne kadar çok önemli adımların atıldığını belirterek, "En son Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çözüm süreci ile alakalı çok önemli ve tarihi bir yasa çıktı. Hükümetin yürüttüğü bu devlet projesi, bu yasa ile birlikte milletin projesine dönüştü. Artık bu proje milletin hep beraber yürüttüğü ortak bir barış, çözüm projesidir ve milletimiz buna sahip çıkmıştır. Şimdi bu proje çerçevesinde Bakanlar Kurulu kararı önümüzdeki günlerde çıkacaktır. Bu kararla bu yasaya istinaden bir takım görevlendirmeler yapılacak ve çalışmalar devam edecektir." dedi.
 
"KÜRTÇE OKUL İLE İLGİLİ ALGI OPERASYONU YAPILIYOR"
 
Diyarbakır, Cizre ve Yüksekova'da mühürlenen Kürtçe okullarla ilgili soruları da yanıtlayan Bakan Bozdağ, şunları söyledi:"Özel öğretim kurumlarında Kürtçe eğitim yapılmasına imkan veren düzenlemeyi son demokratikleşme paketinde yasalaştırdık. Bu Türkiye için tarihi bir adımdır. Bugüne kadar bu konuyu Türkiye'de kimse ağzına alıp konuşma bile yapamazdı. Nihai adım özel öğretim kurumlarında Kürtçe eğitimin yolunu açan adım oldu. Bu Türkiye'de ilk kez uygulanıyor. İlk kez uygulandığı için bu konularda bazı aksaklıklar olabilir. Yasalara uygun olma kaydıyla bunların yapılması doğrudur. Ortada bir yasa varsa herkes buna uyacak. Kapatma konusu ile alakalı konuyu burada detaylı öğrenmiş olacağız. Yasalara uygun olan bir işin idarece engellenmesi mümkün değil. Ama zaman zaman bazı çevreler yasalara aykırı, yasaların arzu ettiği şartları yerine getirmeyen adımlar atıp, daha sonra bunu "Bizim attığımız adımlara izin vermiyorlar" gibi halk arasında farklı bir algı operasyonu da yapıyorlar. Konuya ilgi gösteren herkesten bu konudaki müraacatın yasanın uygun gördüğü şartları taşıyıp taşımadığı hususunda bir değerlendirme yapmalarının uygun olduğunu düşünüyorum. Şu anda bir başvuru yok. Okul açma ile ilgili hiç bir başvuru yapılmamış. Okul açmanın şartları var. Burada okul açmak isteyen bu yasal duruma uyacak. "Ben kendi kafama göre okul açıyorum, öğrenci alıyorum" derseniz orası hukuk devleti olmaz. Hukuk devletiysek o zaman hukukun kurallarına uymamız lazım. Ben bunun bir algı operasyonu olduğunu düşünüyorum. Çözüm sürecine karşı olan çevrelerin katkısıyla halkı bu sürecin ve hükümetin aleyhine dönüştürmek için çaba olduğunu düşünüyorum. Her yıl bir takim olaylar yaşanıyor. Biz bu adımları attık ki bunlar yaşanmasın. Okullara özel Kürtçe öğretimine imkan veren dersler koyduk ki; yavrularımız kendi anne dilini okullarda öğrenme imkanı bulsun. Doğru olan bu adımların işlemez olduğunu göstermek değil. Bu adımların yasal çerçevede işlediğini göstermek için samimi adımlar atmak lazım. Bu noktada bunların samimi olarak bu meseleye sahip çıktığını düşünmüyorum. Samimi düşünüyorlarsa resmi makamlara müracaat ederler. Okulların açılmasına ilişkin şartlar belli. O çerçevede okul açılır, buradaki evlatlarımız o okullara gider, okur. Bizim o noktada herhangi bir sıkıntımız yok. Zaten sıkıntımız olsa yasal düzenleme yapmazdık. Yasal düzenleme yaptık ki bunun önünü açalım. Bunu istismar edenler her zamanki gibi olacaktır. Ama zamanla bu iş rayına oturacaktır" diye konuştu.
 
"PROVAKASYONLARI KİMLERİN YAPTIĞINI BİLİYORUZ"
 
Çözüm süreci ile ilgili somut adımların ne zaman atılacağına ilişkin soruyu cevaplayan Bozdağ, sürecin kendi içinde ortaya çıkacak sorunları çöze çöze ilerleyeceğini belirterek, "Esasında sürecin başarısı, ortaya çıkacak pozitif adımların tamamı, sürecin daha hızlı gitmesine katkı sağlayacaktır. Sürecin yol haritasının sağlıklı bir şekilde ortaya çıkacağı ve bunun hayata geçirileceği bir zamana doğru Türkiye gidiyor. Umarız bunlar ülkemiz için büyük bir kazanımı ve toplumsal bütünleşmeyi getirir. Süreç içerisinde provakasyonlar oluyor. Bunları da kimlerin yaptığını biliyoruz, herkes biliyor. Süreci provake etmek isteyenlere asla prim vermemek lazım. Herkes bu barış ikliminin kalıcılaşmasını istiyor. Yol kesme, adam kaçırma, araçları yakma bu süreci provoke etmekten başka anlama gelmez. Samimi olan sürecin samimiyetle yürümesine katkı vermelidir. Süreci sabote edecek eylemlerden herkesin uzak durması lazım. Süreç sadece Diyarbakır e Ankara'nın katkısıyla yürümüyor. Süreç bütün Türkiye'nin katkısı ile yürüyor" dedi.
 
"DETAY ÇALIŞMALARI YÜRÜYOR" 
 
Çözüm sürecine ilişkin çıkarılan yasanın konunun bileşenlerini çok net ortaya koyduğunu ifade eden Bozdağ, "Bu yasa çerçevesinde bir idarı düzenleme yapılacak ve sonra bir takım çalışmalar yürüyecektir. Bu çalışmanın detayları netleşmeden bir değerlendirme yapmayı sürecin sıhhatli yürümesi açısından doğru görmüyorum. Yapılacakların belli aşamalardan sonra kamuoyuna paylaşılmasını ve kamuoyu desteğinin yürümesine biz de inanıyoruz. Bunların detaylandırılması için zamanın erken olduğunu düşünüyorum. Detay çalışmaları yürüyor ama şimdi bunları paylaşmanın erken olduğunu düşünüyorum. Vakti geldiğinde çözüm süreci ile ilgili bir heyet var onlar tarafından paylaşılabilir. Çalışmalar bizzat Başbakanımızın başkanlığında yürüyor. Bunlar zaman içinde sonuçları kamuoyu ile paylaşılacak konular" diye konuştu.
Adalet Bakanı Bozdağ, İmralı Adası'na yeni heyetlerin gidip gitmeyeceğine ilişkin soruya ise, "Şu anda HDP'den heyetler gidiyor. İlerisi için şimdiden değerlendirme yapmak istemiyorum" diye cevap verdi.
 
"1 MİLYON SURİYELİ ÜLKEMİZDE"
 
Konuşmasında Ortadoğu'daki gelişmeleri de değerlendiren Bozdağ, "Türkiye bölgede bir ülke. Bütün ateşin sıcaklığı Türkiye'yi de doğrudan etkiliyor. Biz bölgedeki huzuru, istikrarı, barışı önemsiyoruz. Etrafımızdaki ülkelerde uzunca bir zamandır gözyaşı, kan, şiddet var. Bu konuda en fazla bedel ödeyen ülke Türkiye oldu. Şu anda 1 milyonun üzerinde Suriye vatandaşı ülkemizde misafirdir. Iraktaki IŞİD saldırılarından kaçan 30 bini aşkın Ezidi, Türkiye'de misafirdir. Türkiye her zaman zorda olan insanlara kucak açmıştır. Türkiye bu konudaki tavrını açıkça ortaya koymuştur. Biz teröre en fazla bedel ödeyen ülkelerden biriyiz. Her yerde huzurun, barışın, birliğin kardeşliğin olmasını herkesten çok biz arzu ediyoruz." dedi.
Konuşmanın ardından Diyarbakır Vali Vekili Mehmet Demir, Adalet Bakanı Bozdağ'ı ziyareti anısına hediye verdi.