Nil'in çılgın konser planı

 

Son albümünüz “Ben Buraya Çıplak Geldim” yine sizden beklenilen çıkışı yaptı. Bu tür direkt sözleriniz kimleri kalbinden vuruyor sizce? Dinleyici kitleniz sizden en çok ne bekler oldu?         

 

- Kafamda hiçbir gün “dinleyici kitlesi” diye bir özne olmadı. İçimden geleni söylüyorum hep ve bu tek tek aynı hissiyatta olanlarda rezonansa geçiyor. Eğer benim söylediğim şeyin sende karşılığı varsa, seninle odanda yalnız kalıyoruz, arabana atlayıp gaza basıyoruz, aşkı daha iyi anlıyoruz ya da sadece deli gibi tepinerek silkeleniyoruz gereksiz korkulardan... Müzik isterse bir şaman ayini kadar büyülü olabilir. Kimse benden bir şey beklemiyor. Ben kendimden bir şey bekliyorum. Cümleyi böyle kurmalı.

 

Daha önce Twitter’daki dinleyicileriniz için “Çok Tweetsiniz”i yazmıştınız. Yarınki konser için ne planlıyorsunuz?

 

- O sırada konserde olanlardan bana içlerinden geçen bir cümleyi Tweet’lemelerini isteyeceğim. Bu bir şiir, bir düşünce ya da daha önce yazdıkları ve sevdikleri bir cümle olabilir. Sonra sahnede canlı olarak besteleyeceğim o sözleri. Hepimize sürpriz bir şarkı olacak. Hiçbir hazırlığımız yok, sahnede senelerdir grubumla kurduğum iletişime güveniyorum. Tabii söz yazarına da...

 

Spontan şarkı... Binlerce kişinin karşısında... Çekinmiyor musunuz trak olurum diye?

 

- Aslında hiç bu kadar büyük bir konserde bunu denememiştim. Genellikle daha küçük yerlerde, eğlence olsun diye yapıyorduk. Normal olarak o anın ruhuna ve ilhama güveniyorsun tabii. Bir tür kumar diyebiliriz. Ama beni müzikte en çok etkileyen şey, o bilinmeyene cesurca atlamak. Bu sefer binlerce insanın önünde bunu yapacağım.

 

NİL BU KONSERDE KAHRAMANINI ARIYOR

 

Başka ne gibi sürprizler hazırladınız konser için?

 

- Hayatımın en büyük prodüksiyonuyla Kuruçeşme Arena’da olacağım. Geceli gündüzlü çalışan yüzden fazla insan var şu an. Bir aydır her günümüz bir şeyin provası ve fikir uygulamasıyla geçiyor. Bu sefer her şey, özendiğim yabancı sanatçılarınkinden bile daha iyi olacak galiba. Türkiye’ye birçok ödüller getirmiş, kendi okulumun korosu olan Boğaziçi Caz Korosu sahnede bizimle. Sahnede başka bir şey daha bizimle olacak ki onu söylemem, sürpriz olsun. Bu konserde eğleneceğiz çünkü “Nil kahramanını arıyor!” diye bir şey attık ortaya. Konsere He-man şarkısındaki gibi He-man, Batman, Pac-man ya da Mad men gibi giyinerek gelen birini gecenin kahramanı yapacağız. Hayalim kostümlerle dolu bir kalabalık görmek. İnşallah olur. Burada insanlar fazla utangaç ve çocukluktan beri bastırılmış. Biraz rahat olsalar, en başta kendi kahramanları olmak için bunu yapsalar, mutlu olacaklarına eminim. Ben sanayi sitesinde dev kanatlarla provaya gitmiştim. Hatta bir keresinde Boğaziçi Üniversitesi’nde bir konuşmaya girdim onunla. “Oh be” hissi yaratıyor.

 

Nil Karaibrahimgil adı ele avuca sığmaz bir kız çocuğunu çağrıştırıyor. Peki ya siz kaç yaşında ve nerede hissediyorsunuz kendinizi?

 

- Ben, 4 yaşındaki kuzenim Peri ne giyiyorsa, nasıl davranıp, nasıl şaşırıp, nelerden etkileniyorsa onun gibi olmak istiyorum. Onunla geçen gün kadar eğlenceli bir şey olamaz. Yetişkinler dünyası fazla kurallı bana göre. Yaş dönemleri, saatler, rutinler ve alışkanlıklar var. Bunlar benim hayati yaşama yöntemlerimle uyuşmuyor. En başta kendi takıntı ve huylarımla, korkularımla dalga geçebildiğim oranda neşeleniyorum ben.

 

KAYNAĞINI BİLMEDİĞİM BİR YAZILIMIM VAR

 

Nil’in dünyası masal diyarı mı? Kötü adamları yok mu, hep süper kahramanlara mı emanet?

 

- Nil dünyası, bir bakış açısı. Bir kamera açısı. Aynı olaylara bakıyor ama perspektifte mizah var. Yanımdan kimsenin başı öne eğik, düşünceli gitmesini istemem. Herkesi misafirim olarak görüyorum. Mutlu etmeyi istemek gibi nereden geldiğini bilmediğim bir yazılımım var.

 

En çok kiminle dost olmak isterdiniz. Hani yanınızda olanlardan değil de olmayanlardan... Ve neden?

 

- Bilmem, düşünmek lazım. İşini beğendiklerinizin karakteri hep beklediğiniz gibi olmuyor.

 

Sırada ne var? Yeni bir klip, bir kitap çalışması, kısa metraj film denemesi?

 

- Kısa metraj film denemesi ha, ilginç. Bir deneyeyim. Şu an Nil’inişleri adlı küçük, şirin ama bir o kadar da iddialı stüdyomu yapmakla meşgulüm. Yakında oradan yayına geçeceğim. Çıkardığım bütün sesler o kutudan çıkacak. Jingle, dizi, albüm her tür sesi çıkarma merkezim olacak.

 

BROKOLİYE HÜRMET EDEREK YAŞIYORUM

 

Yazdığınız şarkılarla tüm kadınların içindeki Nil’i buluyorsunuz resmen. Siz nelerden besleniyorsunuz bu nabzı tutmak için?

 

- Şarkı yazmadığım zamanlarda, yani şu boş vakit diye geçen vakitler, benim en kıymetli zamanlarım. Obur bir canavar gibi gözümü, ruhumu, bedenimi, aklımı, fikrimi beslemeye başlıyorum. Her gün bir şeye şaşırmaya, bir fikir bulmaya çalışıyorum. Çok ağır hayat işçisiyim. Benden önce filozoflar neyi anlamış, şu an bilim adamları nereye kadar uzanmış, aradaki mesafede hayatımı anlamlandırabileceğim ne bilgi var, bunun pesindeyim. Var oluşun ve doğanın hayranıyım. Brokoliye, yaşlı zeytin ağaçlarına, yağmura hürmet ederek yaşıyorum.