PMD tepki gösterdi

Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) Yönetim Kurulu, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonundaki kavgaya ilişkin bir kameramanın başından yaralanmasına tepki gösterdi.

PMD tepki gösterdi
11 Mart 2012 Pazar 19:14 tarihinde eklendi.

PMD Yönetim Kurulundan yapılan yazılı açıklamada, ''komisyonda 4+4+4 eğitim modeli teklifi görüşmeleri sırasında milletvekilleri arasında çıkan arbedede parlamento muhabirleri, kameramanlar ve foto muhabirlerinin halkı bilgilendirme adına görev yapmasının imkansız hale geldiği'' ifade edildi. 
    
Komisyon Başkanı Nabi Avcı'nın, başlangıçta görüntü alan kameramanları dışarıya davet ettiği, ancak salondaki iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında çıkan arbede nedeniyle bunun mümkün olmadığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi: 
    
''Kapıların tutulu olması ve fiziki imkansızlıklar nedeniyle kameramanlar salonu terk etmekte güçlük çekmişlerdir. Kargaşada bazı kameramanlar milletvekilleri tarafından tartaklanmış, TV8 kameramanı Ufuk Karagül, başından yaralanmıştır. Karagül olayın ardından mide bulantısı gerekçesiyle hastaneye başvurmuş ve tedavi görmüştür. 
    
Komisyon Başkanı Nabi Avcı da olay sonrası düzenlediği basın toplantısında 'Özelikle kameraman arkadaşlarımızın salimen dışarıya almaya çalıştık' açıklamasını yapmıştır. Olaylar sırasında İçtüzük hükümlerine aykırı biçimde bazı milletvekilleri de parlamento muhabirlerini komisyon salonundan çıkartmaya kalkışmıştır. 
    
Parlamento muhabirleri, TBMM İçtüzüğü, 'Basın'ın çalışmasını düzenleyen 168. maddesi kapsamında ve Meclis Başkanlık Divanı tarafından çıkartılan 'TBMM Basın ve Yayın Mensuplarının Çalışmaları Hakkında Yönetmelik' çerçevesinde görev yapmaktadırlar. 
    

Parlamento muhabirleri, kameramanlar ve foto muhabirleri, Mecliste kendilerine çizilen bu çerçeve içinde, sokaktaki insan adına 'denetim görevi' yapmaktadır. Toplumun 'gözü, kulağı, sesi' olmaya çalışmakta ve halkın bilgi edinme hakkı için mücadele vermektedir. Bunu yaparken de yansız ve objektif olmaya özen göstermektedir. Unutulmamalıdır ki gazetecilerin olmadığı, özgürce çalıştırılmadığı, yasaklanıp, sansürlendiği toplumlarda, demokrasiden söz edilemez. 
    
Gazeteciler, yüce parlamento çatısı altında halk adına siyasetçiye ayna tutmaktadır. 90 yıldır kesintisiz tutulan bu ayna herkese lazımdır ve asla kırılmamalıdır. Gazetecilerin yazdıklarından, görüntülerinden rahatsız olanlar bilmelidirler ki kaba kuvvetle bunu engelleyemezler. 
    
Gazeteci susturarak, gerçeğin üzeri örtülemez ve gazetecisi susturulmuş bir toplum kör, sağır ve dilsiz demektir.''