Sınırda 30 generalli esrarengiz kamp

Türkiye’ye sığınan Suriyeli askerlerin barındığı Hatay’daki Apaydın kampı, CHP’lilerin içeri girememesinin ardından tartışma yarattı. Eğitim amaçlı kullanıldığı iddia edilen kampta 30 general ve 500 asker ile polis bulunuyor

Sınırda 30 generalli esrarengiz kamp
28 Ağustos 2012 Salı 09:02 tarihinde eklendi.

 

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın sivil halka yönelik askeri operasyonlarına karşı çıkarak Türkiye’ye sığınan Suriye Ordusu’nda görevli asker ve polis ile bu kişilerin ailelerinin barındığı Hatay’daki Apaydın kampı, CHP’li milletvekillerinin içeri alınmaması ve eğitim amaçlı kullanıldığı iddiaları nedeniyle esrarengiz bir özellik kazandı. 500 dolayında farklı rütbede asker ve polis aileleriyle birlikte 4 bin kişinin barındığı kamptaki Suriyeli general sayısı, son gelenlerle birlikte 30‘a çıktı.
 
Suriye Ordusu’ndan kaçarak Türkiye’ye sığınan asker ile polisler, göçün başlamasından itibaren sivillerden ayrı bir kampa yerleştirilmeye başlandı. İlk önce Karbeyaz kampına yerleştirilen asker sığınmacılar, daha sonra Apaydın Kampı’na nakledildi.
 
Kampta, 500’ün üzerinde, çoğunluğunu askerlerin oluşturduğu subay ve polis barınıyor.
 
Son günlerde Türkiye’ye sığınan generallerle birlikte aralarında tümgenerallerin de bulunduğu kamptaki general sayısı 30’a çıktı. Afet ve Acil Durum Başkanlığı’nın yönetimindeki kampta, barınma ve yemek dağıtımı hizmetleri Türk Kızılayı tarafından sağlanıyor. Kampta, bin 122 barınma çadırı, 17 genel maksat çadırı, tuvalet ve banyo amaçlı 26 konteyner ile bin 100 yatak bulunuyor.
 
MİT personeli de var
Son dönemde gelen askerlerin eş, çocuk, anne ve babalarını da getirmelerinden dolayı kamptaki sığınmacı sayısı, 4 bine çıktı. Güvenliğini jandarmanın sağladığı kampta, Dışişleri ile MİT personeli de görev yapıyor. Yetkililer, “BM’nin mülteciler hukuku gereği güvenlik personelini ayrı bir kampta barındırmak durumundayız. Bunun yanısıra bunlar asker olduğu için, geçmişte Esad’ın ordusunda görev yaptıkları için kendilerinin ve ailelerinin sivil kamplardaki halk tarafından linç edilme ihtimalleri de var. Güvenlikleri gereği de orada barındırmak zorundayız. burası eğitim değil barınma kampı” değerlendirmesinde bulundu.
Subaylara, ilk dönemde belirli günlerde “çarşı izni” verildiği, ilçeye giderek alışveriş yaptıkları ifade edildi. Ancak son dönemde kampa giriş ve çıkışlar sıkı denetim altına alındı. Yetkililer, “Kampta hiç bir mültecinin silah taşımasına izin verilmiyor. Eğitim yapıldığı iddiaları gerçek değil” dedi.
 
‘Ben burada eğitimdeyim’
CHP milletvekilleri Hurşit Güneş ile Süleyman Çelebi’nin kampı ziyaret etmelerine izin verilmemesi, kampla ilgili iddiaları da gündemde öne çıkardı. Çelebi, Milliyet’e şu değerlendirmede bulundu:
 
“Hurşit Bey ile Antakya merkeze bağlı Yeşilpınar beldesindeki barış etkinliğine katıldık. Orada halk ile sivil toplum ögrütü temsilcileri ile yaptığımız sohbetlerde, bize bu kampla ile ilgili iddialar aktarıldı. Bu kampın halk üzerinde ciddi bir tedirginlik yarattığını gözledik. Orada kalan kişilerin, eğitildiği, bölge halkını tehdit ettikleri, ‘Bir gün sıra burdaki Alevilere de gelecek’ dedikleri iddiaları bize aktarıldı. Halk, bizden bu kampa gitmemizi istedi. Valiliği aradık. Valilik bize yetkinin AFAD’da olduğunu söyledi. AFAD’dan görüştüğümüz yetkili bize, ‘Başka bir kampı ziyaret edebilirsiniz ama oraya giremezsiniz’ dedi. Hurşit Bey ve oradaki arkadaşlarımızla kapısına kadar gittik. Bizi içeri almadılar. Orda yetkili olduğunu ve Suriye Ordusu’nda subay olduğunu söyleyen bir kişi, ‘Ben burada eğitimdeyim, eğitim yaptırıyorum’ dedi. Orda bazı sığınmacı gençler vardı. Gençler konuşurken, Arapça olarak, ‘Bunları burada kıtır kıtır doğrayacaksınız’ diye konuştular.
Kampa sokulmamamız kampla ilgili iddialar konusunda bizi daha tedirgin yaptı. Ordaki vatandaşlar, mezheplerinden dolayı kampta kalanlar tarafından tehdit edildiklerini söylüyorlar. Mültecilerin hastanede, Alevi doktorlar tarafından tedavi edilmek istenmediklerini, bu nedenle Alevi hekimlerin buna göre görevlendirmelerinin yapıldığını duydum. İsviçre’den gelen bir vatandaştan da, risk nedeniyle uluslararası sigorta şirketlerinin 3 yıl süreyle Hatay’a yapılan ziyaretleri poliçelerinden çıkardıklarını öğrendim.”

Milliyet