Taşeron işçilerden kadro eylemi

Yol İş Sendikası Muş İşyeri Temsilcisi Suat Çavuşoğlu, bugün işçileri sadece birer sayı olduğunu zannedenlere, onların birer insan, birer hayat, birer anne baba ve birer seçmen olduğunu birlikte anlatacaklarını söyledi.

Taşeron işçilerden kadro eylemi
20 Ocak 2014 Pazartesi 18:27 tarihinde eklendi.


Yol İş Sendikası Muş İşyeri Temsilcisi Suat Çavuşoğlu, taşeron işçilerin yaşadıkları iş mücadelesini anlatabilmek için üyeleri ile birlikte basın açıklamasında bulundu. Bir grup ile açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, şu ifadelere yer verdi: “Bu kış şartlarında sıfırın altında eksi 20 derecede Yüksekova’da, Bahçesaray’da, Başkale’de, Saray’da, Ağrı’da, Kağızman’da, Doğubayazıt’ta kar mücadelesi veren işçileri, tünel ve baraj inşaatlarında çalışan emekçileri, köylere yol, su götürmek için gecesini gündüzüne katan fedakar işçileri konuşacağız.

Bugün işçileri sadece birer sayı olduğunu zannedenlere, onların birer insan, birer hayat, birer anne baba ve birer seçmen olduğunu birlikte anlatacağız. Bizler masada konuştuk olmadı. Mahkemede konuştuk olmadı, Yargıtay’da konuştuk yine olmadı. Bugün Türkiye Yol-İş Sendikası'nı sokağa inmeye mecbur etmişlerdir. Bu nedenle eylemin asıl mimarları kulaklarını işçilerin taleplerine tıkamış olanlardır. Yol ve yapı işçileri görevlerini yaparken her yıl yüzlerce görev şehidi veriyor. Her yıl yüzlerce inşaat işçisi tedbirsizlikten, yetersiz önlemden, maliyet hesaplarını insandan hada değerli zanneden zihniyetler yüzünden ölüyorlar."

Bugün on binlerce Karayolları çalışanlarının tedirgin, mutsuz ve endişe içinde olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Biz Anayasa ve yasalarda yer alan sendikalara, serbestçe üye olma hakkımızı kullandık. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kuruluşundan beri sendikal örgütlülük var olmuştur.

Dahası, Türkiye Yol-İş Sendikası bu kurumda çalışan emektarlar tarafından kurulmuş ve bugüne getirilmiştir. Buna rağmen, son yıllarda taşeron işçi uygulaması olağandışı biçimde on binlere yaklaştı. Hem tüm çalışanlar huzursuz oldu, hem de sendikasız ve sosyal haklardan yoksun taşeron işçiler huzursuzdu. Bir işçi sendikası olarak bu huzursuzluğa, haksızlığa ve adaletsizliğe seyirci kalamazdık. Nihayet 2010 yılında konuyu etraflıca bir kez daha değerlendirdik. İşçilerle defalarca toplantılar yapıldı. Eğitim çalışmaları yaptık ve örgütlenmeyi başlattık.

Dayanağımız, Anayasa ve yasalardı. Tüm çalışanların insanca çalışma ve insanca yaşam hakkı için, yasal ve evrensel bir insan hakkı olan sendikalaşma hakkımızı kullandık. Genel Müdürlüğe başvurarak, üyelerimizin mevcut toplu iş sözleşmesinden yararlanmasını istedik. Kurum, işçilerin kendi işçisi olmadığını belirterek, başvurumuzu reddetti. Türkiye Yol-İş Sendikası, hukuk yolundan ayrılmadı.

İlk elde 6 bin 400 üyemiz adına davalar açtık. Binlerce üyemiz mahkemelere gelerek tanıklık ettiler. Bu mahkemelerin tamamını kazandık. Karayolları Genel Müdürlüğü bunu da kabul etmedi ve kararları temyiz etti. Türkiye Yol-İş Sendikası sabır yolundan ayrılmadı. Dosyalar son karar makamı olan Yargıtay’a gitti. 2011 yılının Ekim ayından beri Yargıtay’da karar vermeye başladı. 6 bin 400’ü aşkın işçinin tamamının kararları açıklandı.

Yargıtay adına taşeron işçisi denilen, taşeron işçisi diye isimlendirilen işçilerin işe ilk girişlerinden itibaren, Karayolları Genel Müdürlüğü işçisi olduklarına kesin olarak karar vermiştir. Bu durumda, demokratik teamüllere göre yapılması gereken tek bir iş vardır. Karayollarının işçisi olduğu kesinleşen işçilerin Yargıtay kararı ışığında belirlenen haklarının verilmesidir.

Yani kadrolarının verilmesidir. Kısaca Yargıtay kararına uygun olarak adaletin tecelli etmesidir. İki yılı aşkındır bu gerçekleşmiyor. Kararın gereğini yapması gerekenler, topu birbirlerine atıyorlar. Yargıtay kararı uygulanmıyor. Bu tek başına hukukun üstünlüğü ilkesinin ihlalidir. Her geçen gün demokrasimize verilen zarar büyümekte, yasalara ve uygulayıcılarına güven sarsılmaktadır."

Sendika olarak diyalog yolundan kopmamak için azami gayret harcadıklarını kaydeden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Ama sabrımızın da bir sonu olduğunun göstergelerinden biri başlangıç olarak işte bu basın toplantısıdır. Karayollarının geçici işçisi durumunda olan işçilerin örgütlenmesi ve toplu iş sözleşmesinde yararlanmaları istemi, yasal ve haklı bir taleptir. Buradan kurum, bakanlık ve hükümete sesleniyorum. Yargıtay kararının gereğini yerine getiriniz. Hukuk devleti ilkesi anayasal bir ilkedir. Gereğinin bir an önce yapılması gerekir.”


CİHAN