Turizm cennet için korkutan 'Lady Tuna' raporu

İZMİR'in Çeşme'de İlçesi'nde, geçen 18 Aralık'ta karaya oturan 'Lady Tuna' gemisinden sızan yakıtın neden olduğu kirlilik nedeniyle açılan 'zarar tespiti' davasında bilirkişi raporu açıklandı. Raporda, yakıt kirliliği nedeniyle telafi edilemeyecek zararlar meydana geldiği ve etkisinin onlarca yıl devam edeceği belirtildi.

Turizm cennet için korkutan Lady Tuna raporu
26 Nisan 2017 Çarşamba 21:29 tarihinde eklendi.
Ana Yaşam Vakfı (AYVA) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Refik Soyer'in Çeşme'de evi olan bir vatandaş olarak kirlilikten zarar gördüğü gerekçesiyle, AYVA kurucuları Avukat Senih Özay ve Avukat Murat Fatih Ülkü'ye vekalet vererek, Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı 'zarar tespiti' davasında mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişi heyetinin raporu tamamlandı. Bilirkişi heyetinin uzun ve detaylı incelemeleri sonucunda hazırlanarak mahkemeye sunulan rapor, avukatlar Senih Özay, Murat Fatih Ülkü, Ahu Tahmilci, Esra Kutlu ve gazeteci Feyzi Hepşenkal tarafından Ilıca Plajı'nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
 
75 BİN 484 METRİK TON FUELOİL DENİZE DÖKÜLMÜŞ
 
Basın toplantısında konuyla ilgili bilgi veren Avukat Senih Özay, bilirkişinin uzun bir çalışma sonucu oluşturduğu bilimsel raporu mahkemeye verdiğini belirterek, "Raporda, gemilerde kullanılan fuel oilin, çevresel ortamlarda bulunması istenmeyen tehlikeli ve zararlı bir madde olduğu, ekosistem açısından kalıcı organik kirleticiler olarak adlandırılan en önemli kirleticilerden birisi olduğu belirtiliyor. Bilirkişi raporunda, Lady Tuna gemi kayıtlarında, yakıt niteliği olarak IFO 180 bildirildiği, bunun da 6 numaralı fuel-oile tekabül ettiği ve en kirli yakıtlardan biri olduğu ifade ediliyor. Bu yakıtın içeriğinde toksik, kanserojen ağır metallerin yanı sıra yüzde 3.5 oranında kükürt içermesi nedeniyle gerek dökülme, gerekse yakıt olarak kullanımı sonrası ekosistemin tüm bileşenleri için zarar vericidir" dedi. Avukat Özay, bilirkişi raporunda, Lady Tuna gemisinden 75 bin 484 metrik ton fueloilin Ildırı Körfezi'ne döküldüğünün de raporda yer aldığını açıkladı.
 
'ÇEVRE ZARARININ ETKİLERİ ONLARCA YIL DEVAM EDECEK'
 
Avukat Senih Özay, bilirkişi raporunda böylesi muhtemel olayda alınmış ve alınmamış tedbirlerin de irdelendiğini vurgulayarak, "Raporda, kazanın bir seri ihmal ve yetersizlik sonucu olduğu belirtilerek, kazanın etkilerini durdurma veya azaltma hususunda, gemi personeli ile yardıma çağırdığı şirketler ve temizleme çalışmalarına katılan firmaların yetersiz kaldığı, bunun da etkinin olumsuz yönde artmasına neden olduğu da ifade ediliyor. Zararın etkilerinin onlarca yıl devam edeceği de raporda belirtiliyor. Raporda bir önemli husus da, The Standard Club Europe Ltd. tarafından Ulaştırma Bakanlığı-Çeşme Liman Başkanlığı nezdine yazılan referans belgesinde, 4 milyon 160 bin Amerikan doları teminatı garanti ettikleri belirtilmiş. Raporda, 'Bu meblağ tazminatlara karşı ödenen bir tutar olmayıp, bu kazanın çevreye verdiği zararlar, bu tutarın onbinlerce katından daha fazladır' denilerek, çevreye verilen zararın büyüklüğüne dikkat çekilmiş" dedi.
 
EKONOMİSTLERDEN OLUŞAN BİLİRKİŞİ HEYETİ ÖNERDİLER
 
Avukat Özay, bilirkişi raporunda, denizde, kıyılarda, deniz bitkileri ve canlılarına fuel oilin nasıl etki edeceği hususlarının ayrıntılı olarak yazıldığını belirterek, ayrıca deniz dokusundaki kalıcı zararlar, balıkçılık sektörüne olan etkilerinin de ayrınıları ile yazıldığını ifade etti. Özay, kazanın yöredeki yatırımlara etkisi, işletmelerin uğrayacağı zararın kendi uzmanlık alanlarının dışında olduğunu, ekonomistlerden oluşan bir bilirkişi heyeti oluşturulması gerektiğinin raporda belirtildiğini de söyledi.
 
'1 MİLYAR 15 MİLYON DOLARLIK FONDAN FAYDALANABİLİRİZ'
 
Uluslararası petrol taşımacılığı yapan dev şirketlerin bir fon oluşturduğunu ifade eden Özay, "'Bu fondan 1 milyar 15 milyon dolar ödeyebiliriz, yeter ki kanıtlayın' demişler. Bu fon hükmü gereğince, Çeşme halkından, 'Benim otelim', 'Benim evim', 'Benim balığım', 'Benim çevrem zarar gördü' diyerek bir talep olursa bir sonuç alınır diye düşünmekteyim. Şunu da belirtmek istiyorum; Türkiye'de Arabuluculuk Kanunu yürürlüğe girdi. Arabuluculuk Kanunu'ndan faydalanıp, arabulucuların devreye girmesi için başvuruda bulundum" diyerek sözlerini tamamladı.
 
'SORUN UNUTTURULMAK İSTENİYOR'
 
Avukat Murat Fatih Ülkü de yaptığı açıklamada, kazadan bu yana 4 ay 8 gün geçtiğini belirterek, "Geminin karaya oturmasıyla bu güzide tatil beldemize tonlarca fuel oil akmış. Biz duyduğumuzda, basit bir gemi kazasına benzemediğini, Çeşme'nin de önemli bir yer olduğunu göz önüne alarak ne olup ne bittiğini belirlemek için zarar tespiti isteyelim dedik. 75 bin 484 metrik ton fuel oil, bu denize aktı. 4 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen olay neredeyse unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş, unutulsun diye uğraşılmış bir gemi kazası. Bilirkişi raporu diyor ki, 'Ekosistemin tüm unsurlarında telafi edilemeyecek zararlar meydana gelmiş ve etkileri önümüzdeki onlarca yıl devam edecektir.' Bu ciddi bir konu. Parayla geri getirilmesi imkansız bir şeyden söz ediyoruz. Çeşme'nin ismi, Çeşme'nin marka değeri, Çeşme'de yaşayanlar, turizm işletmesi olanlar, restoranlar, balıkçılar ve tüm duyarlı kişiler bu olaydan olumsuz etkilenecek. Ama ne yazık ki, unutulmasından memnun olunan bir süreç yaşadık. Bilirkişi raporunu açıklıyoruz. Bunun unutulmaması gerekir. Hem ödenecek tazminatların Çeşme'ye katkısı anlamında, hem de ekosistemdeki tahribatın en azından bir bölümünün giderilmesi anlamında. Kimsenin Çeşme'nin turizm değerine zarar vermek istediği yok. Tek istediğimiz, gerçek tam anlamıyla ortaya çıksın ve ekosistemdeki tahribat olabildiği oranda giderilsin. Çağrımız hem Çeşme'de yaşayanlara, hem de bu sorunun unutulmasını isteyenlere. Bu sorun, unutulacak bir sorun değil" diye konuştu.
 
'VİCDANI OLAN HERKES HAREKETE GEÇMELİ'
 
Avukat Ahu Tahmilci de yaptığı açıklamada, zararın deniz dibindeki yaşamı da etkilediğini vurgulayarak, "Deniz dibinde yaşayan canlıların yaşam alanlarını oldukça olumsuz etkilediği, denizin üzerinde bir petrol tabakası oluşturduğu için oksijen alışverişini etkilemesi nedeniyle, alt dokudaki bitki örtüsü ve canlıların zarar gördüğü ortada. Raporu incelediğinizde, insan sağlığına olan zararları da görebilirsiniz. Bu nedenle, sorunun örtülmemesi, tam aksine açığa çıkarılması gerekiyor. Zararın boyutları uzun vadede ortaya çıkacak. Bunun için sorunu örtmeyip, gereken yapılmalı. Vicdanı olan herkesin harekete geçmesi gerektiğine inanıyorum" diye konuştu.