Tutuklu vekiller nasıl çıkar?

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Tek çözüm, Anayasa’nın 83. maddesinde değişiklik yapılmasıdır” dedi ve çözüm için iki seçeneği şöyle anlattı.

Tutuklu vekiller nasıl çıkar?
25 Nisan 2012 Çarşamba 08:39 tarihinde eklendi.

 

Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in üç muhalefet partisiyle başlattığı tutuklu milletvekilleri sorununa çözüm arayışının bu hafta da devam etmesi beklenirken, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, çözüm için Anayasa değişikliği gerektiğini savundu.

Sabih Kanadoğlu’nun önerisi dün Cumhuriyet gazetesinde çıkan yazısında yer aldı. Kanadoğlu, “Samimiyete Çağrı” başlıklı yazısında şu görüşleri kaleme aldı:
 
- Anayasa’nın 83/2. maddesi uyarınca, seçimden önce soruşturmasına başlanmış olmak kaydıyla, anayasanın 14. maddesindeki durumlar halinde dokunulmazlık kazanılamaz. 14. madde “Anayasa’da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbirinin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz” tanımını koymaktadır. O halde seçimden önce başlayan soruşturma veya kovuşturma sırasında tutuklanan ve sonrasında milletvekili seçilen sanıkların durumlarının ve görevlerine başlayamamalarının çözümü kuşkusuz önem kazanmakta ve giderek, kamuoyunu üzen, yaralayan bir konuma girmektedir.
 
Anayasa değişmeli
 
- İşlerine gelen her konuda sanal “milli irade” deyimini kullanagelenlerin suskun kalmaları, muhalefetin herhangi bir yasal veya anayasal değişikliğe gerek olmadığını ileri sürmeleri sorunu çözümsüz hale getirmektedir.
 
- Oysaki, çözüm vardır. Öncelikle yasal değişikliklerle sorun çözülemez. Anayasa’nın 83. maddesi olduğu biçimde kaldıkça yasalarda yapılacak değişiklikler anayasaya aykırı olacaktır. Tutukluluk sürelerinin kısaltılması, bu süre kadar yapılacak tutuklamalara onay verme anlamına gelecektir.
 
- Anayasa’nın 83/3. maddesi yanlış değerlendirilmektedir. Anayasa’nın milletvekili seçilme yeterliliğini düzenleyen 76/2 ve milletvekilliğinin düşmesini düzenleyen 84/2. maddeleri birlikte değerlendirilmeli ve 83/3. maddenin yerine getirilmesinin, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılması, seçilme yeterliliğini ortadan kaldırmayan suçlar ve cezalar olarak anlaşılmalıdır.
 
- Belirtilen nedenlerle tek çözüm ve iki seçenek vardır. Tek çözüm, anayasanın 83. maddesinde değişiklik yapılmasıdır. İlk seçenek 83/2. maddede yer alan ve 14. maddeyle bağlantı kuran bölümü tümüyle ortadan kaldırmaktır.
 
Uzlaşılmalı...
 
- Devletin bütünlüğünün korunması ve demokratik laik Cumhuriyet’in korunması ilkesi, her türlü saldırıdan korunmak isteniyorsa ikinci seçenek, amacı ve korumayı sağlamaya yeterlidir. 83/2. maddeye iki kelimenin eklenmesiyle sorun çözümlenecektir. Fıkranın ikinci cümlesinin ... kaydıyla kelimesinin sonrasında eklenecek “tutuklanmaları hariç” ibaresi, tutuklu milletvekillerinin bu yönden dokunulmazlık kazanmasını sağlayacak, salıverilmeleri zorunlu olacaktır. Bu milletvekillerinin tutulabilmeleri, sorguya çekilmeleri ve yargılanmaları olanaklı kılacak hükümlülükler halinde milletvekillikleri düşecek ve buna ilişkin çekinceleri ve kuşkuları ortadan kaldıracaktır.
 
- Anayasa değişikliği için en az 330 oya ihtiyaç vardır. Değişiklik teklifine gerekli 184 oy, tek başına hiçbir muhalefet partisinde bulunmamaktadır.
 
- Ancak tutuklu 8 milletvekiline sahip üç partinin güçlerini birleştirmeleri ortak amaca ulaşmalarını sağlayacaktır. Önerimiz muhalefet partilerini ortak teklife, siyasi iktidarı ise samimiyete, teklifi yasalaştırma ve konuyu sürüncemeye bırakmamaya yapılan bir çağrı niteliği taşımaktadır.
 
Değişecek hüküm
 
- Kanadoğlu’nun değiştirilmesini önerdiği Anayasa’nın 83. maddesinin 2. fıkrası şöyle: “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa’nın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bildirmek zorundadır.”

Vatan Gazetesi