Ünal Paşa 'Dayanın' dedi ama...

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 13 askerin şehit olduğu saldırıyla ilgili tanık olarak dinlenen uzman çavuş Ahmet Elvas, çatışma sırasında telefondan arayan bölge komutanına ‘şehitlerin olduğunu’ söylediğini belirterek yardım istediğini söyledi.

Ünal Paşa Dayanın dedi ama...
03 Temmuz 2012 Salı 19:45 tarihinde eklendi, 3.772 kez okundu.

 

Silvan'da 13 askerin şehit olduğu çatışmanın ardından, ''görevi ihmal'' iddiasıyla haklarında dava açılan albay, binbaşı ve 2 üsteğmenin yargılanmasına devam edildi. 
     
Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuksuz yargılanan Binbaşı Milbay Şahin, hazır bulundu. 
     
Sanıklar Silvan Taktik Alay Komutanı Albay Murat Toprak, 1. Bölük Komutanı Üsteğmen Mehmet Emin Karagöz ve 2. Bölük Komutanı Necmettin Erdoğan ise duruşmaya katılmadı. 
     
Silvan'daki çatışmada şehit olan Jandarma Komando Çavuş Noyan Aydın'ın annesi Ayşe Aydın, Jandarma Komando Çavuş Ufuk Başarı'nın babası İsa Başarı ve Jandarma Komando Onbaşı Aykut Delimehmetoğlu'nun babası Beytullah Delimehmetoğlu'nun da hazır bulunduğu duruşmada, uzman çavuşlar Ahmet Albas ve İsa Doğan ile Uzman Onbaşı Muhammet Ak, tanık olarak dinlenildi. 
     
Tanık Albas, askerlerin bölgedeki operasyonlar nedeniyle yorgun düştüğünü, dinlenmeden tekrar göreve çıktıklarını belirterek, ''Teröristlerin roket ve el bombası atmasıyla çatışma başladı. Çıkan yangın rüzgarla birlikte üzerime geliyordu. Biz de karşılık verdik. Teröristleri korkutmak için 'Kobralar geliyor' diye bağırmaya başladık. Bölük komutanımın telefonu yere düşmüştü, onu aldım. O esnada Jandarma Bölge Komutanı aradı, durumu sordu. Ben de şehitlerin olduğunu söyledim. 'Dayanın, helikopter gönderdik' dedi. Helikopter, yaklaşık 20 dakika sonra geldi'' dedi. 
     
Tanık Uzman Çavuş İsa Doğan da söz konusu olayın yaşandığı dönem 'jandarma er' olduğunu hatırlatarak, ''Sürekli operasyona çıkıyorduk. Yorgunduk, uykumuzu tam alamıyorduk. Bazen kömürlükte bile yattığımız oluyordu. Hazro Jandarma Komutanlığı'na saldırı olduktan sonra kaçan teröristleri takip için operasyon başlatıldı. Araçla gittiğimiz Mutluca Boğazı'ndan çatışmanın yaşandığı Şoruk Tepe'ye yürüdük. Çok sıcaktı, mola verildiğinde uyuyamıyorduk. Çatışma başladığında şoka girdim. Ateşin geldiği yöne mermi boşaltmaya başladım'' diye konuştu. 
   
Şehit Noyan Aydın'ın annesi Aşye Aydın'ın, ''Tanık da benim oğlum gibi roketatarcıydı. Roketatar eğitimi hiç almış mı-'' diye sordu. Tanık Doğan, ''Acemi birliğimde eğitim gördük, ancak gerçek mermiyle atış yapmadım. Usta birliğimde de eğitim gördüm, ancak burada da mermi atmadım. Ben daha önce hiç çatışmaya girmedim'' ifadesini kullandı. 
     
Tanık Uzman Onbaşı Muhammet Ak ise olay esnasında er olduğunu belirterek, yaşadıklarını anlattı. Tanık Ak'ın ''çatışmaya giren askeri birlik bana göre en uygun yerde dinlendi'' demesi üzerine mahkeme başkanı, tanığa, ''Sen bir er olarak, taktik anlamda birliğin en uygun yerde dinlendiğini nereden biliyorsun'' diye sordu. 
     
Mahkeme Başkanı, tanığı, çelişkili ifade verdiği gerekçesiyle uyararak, ''Yalan şahitliğin cezası 1 ila 4 yıl hapistir. Görmediğini, bilmediğini bize anlatma. Ne biliyorsan, ne gördüysen onu anlat'' diye konuştu. 
     
-''Oğlumun acısını almaya geldim''- 
     
Bunun üzerine söz alan anne Aydın, tanığın gerçeği anlatmadığını ileri sürerek, şöyle konuştu: 
     
''Böyleleri varken, benim gibi analar çok ağlar. Tanık doğruyu söylemiyor. Bir de tutmuşlar bunu komutan yapmışlar. Ben kimseden intikam almaya gelmedim. Oğlumun acısını almaya geldim. Bir tek oğlum vardı onu da kaybettim. Kaybedecek başka bir şeyim yok.'' 
     
Jandarma Komando Çavuş Ufuk Başarı'nın babası İsa Başarı ise heyete ''Vicdanınıza bırakıyorum. Gereken cezanın verilmesini istiyorum'' dedi. 
     
Mahkeme Başkanı da anne Aydın'a başsağlığı dileğinde bulunarak, ''Herkese söz veriyoruz. İçiniz rahat olsun. Evlat acısı dünyanın en büyük acısıdır, bunu biliyorum'' diye konuştu. 
     
Mahkeme heyeti, tanık ifadelerinin ardından bazı şehit ailelerinin davaya katılma talebini değerlendirerek, kabul etti. 
     
Heyet, daha sonra talimatla ifadeleri alınan askerlerin bir kısmının beyanlarını okudu. 
     
Davada tanık olarak dinlenilen dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı, Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu'nun, beyanında, Lice'de teröristlerce iki asker ve bir sağlık görevlisinin kaçırılmasının ardından söz konusu bölgede operasyon planlaması yapıldığını belirterek, ''Operasyon planı 4 sektör halinde yapıldı. Hangi sektöre ne kadar birliğin gönderileceği belirlendi. Ancak çatışmanın yaşandığı esnada, söz konusu birlik, planlamada olması gereken yerde değildi. Malagir Tepe'de olması gereken birlik, Şoruk Tepe'deydi. Çatışma bana 25-30 dakika geç bildirildi. O yüzden geç müdahale edildi'' dediği bildirildi. 
     
Anne Aydın, söz alarak, Tuğgeneral Karaosmanoğlu'ndan şikayetçi olduğunu mahkemeye iletti. Baba Başarı da mahkeme heyetine, ''Bizim çocuklarımız kurbanlık koyun değildir'' diye yakındı. 
     
Sanık Binbaşı Şahin, operasyona katılan 2. bölükteki askerlerin yorgun olduklarını ve değiştirilmesi gerektiğini Silvan Taktik Alay Komutanı'na bildirdiğini ancak uygun görülmediğini anlatarak, ''Deşifre olmamak için Şoruk Tepe'den Malagir Tepe'ye ilerlemedik. Ben çatışmanın çıktığını harekat merkezine bildirdim, ancak onların bir üst harekat merkezine bildirip bildirmediğini bilmiyorum'' dedi. 
     
Kısa bir ara veren mahkeme heyeti, sanıkların tutuksuz yargılanmasının devamına karar vererek, duruşmayı erteledi. 
     
Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde, 14 Temmuz 2011'de teröristlerin düzenlediği saldırıda 13 asker şehit olmuştu.