"Ya N.Ç. kendi kızları olsaydı"

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yargıtay'ın 13 yaşındaki N.Ç'ye tecavüz davasındaki kararla ilgili olarak, ''Bu kararı veren hakimler, N.Ç kendi kızları olsaydı, böyle bir karar çıkmış olsaydı, bu karara ne derlerdi'' dedi.

Ya N.Ç. kendi kızları olsaydı
06 Kasım 2011 Pazar 19:39 tarihinde eklendi.

  
AK Parti Yozgat İl Başkanlığında partililerle bayramlaşan Bozdağ, burada yaptığı konuşmada, bayramların her zaman olduğu gibi, kardeşliğe katkı yapacağına inandığını söyledi. 
    
Bayramların, dayanışma ve birliğin her zamankine göre daha da güçlendiği zamanlar olduğuna dikkat çeken Bozdağ, "Türkiye 81 ilinde büyüğüyle küçüğüyle her bayramda, her alanda bir bütünleşmenin örneğini gösteriyor. Ben bu bayramda 74 milyon insanımızın 81 ilimizin ve bütün ilçelerimizin, beldelerimizin, köylerimizin hepsinde yaşayan insanlaşımımızın kardeşliğine, birliğine, dirliğine, huzuruna, barışına daha fazla katkı yapacağına yürekten inanıyorum. Ben bu vesile ile hem Yozgatlı vatandaşlarımızın hem de bütün vatandaşlarımızın, bütün İslam aleminin bayramını bir kez daha tebrik ediyorum" diye konuştu. 
    
Konuşmasında, "Terörle mücadele yaparken hayatını kaybeden bütün aziz şehitlerimizi, bunların şahsında bugüne kadar bu ülkenin bölünmez bütünlüğü için hayatını feda eden şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve dua ile yad ediyorum" diyen Bozdağ, şunları kaydetti: 
    
"Türkiye, terörle mücadelesini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla devam ettirecektir. Bu konu sadece güvenlik boyutu ile çözülecek bir konu değil. Ama güvenlik boyutu ile etkin bir biçimde sürdürülürken, ekonomik, sosyal, diplomatik açıdan da alınması gereken tedbirler neyse bunlar da kararlılıkla alınmaya, hayata geçirilmeye devam edecektir. Türkiye eninde sonunda terörle mücadelesinde başarı elde edecek ve ülkemizin dört bir yanında huzur, barış, güven, yeniden tesis edilecektir. İsterse PKK terörü olsun isterse diğer terör örgütleri olsun, kim Türkiye'ye dönük terör eylemi organize ettiyse hiçbirisinin netice alamadığını tarih ve milletimiz şahittir. PKK terör örgütünün de herhangi bir netice alması söz konusu değildir." 
    
Bir gazetecinin, Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başbakanı Mesut Barzani'nin, (Kandil'i bombalamakla terör bitmez) sözünü hatırlatması üzerine de Bozdağ, şunları kaydetti: 
    
"Sadece güvenlik boyutu il terörle mücadelenin olmayacağını biz kendimiz de ifade ettik. Bunun pek çok boyu var. Bunun finans boyutu, lojistik boyutu, silah temini boyutu var. Terörist devşirme boyutu var, bir sürü boyutları var. Onun için bu bir bütün olarak ele alınmalı. Güvenlik güçleriyle yapılan mücadele de bu bütünün parçalarından bir tanesidir. Terörle mücedele edilirken, güvenlik güçleri boyutuyla yapılması gereken neyse bunların tereddütsüz yapılmasında fayda vardır. Hükümetimiz de güvenlik boyutu ile alınması gereken tedbirler konusunda kararlıdır. Bizim Türkiye olarak bütün ülkelerden istediğimiz, terör konusunda Türkiye'ye yardımcı olmalarıdır. Terörün ırkı, mezhebi, dini, sınırı, vatanı yok. Terör sadece bir millete yönelik değil. Terör bütün insanlığa yönelik bir durumdadır. O nedenle de bütün ülkelerin teröre karşı işbirliği içinde olması lazımdır." 
    
Van'da yaşanan depremde birçok vatandaşın hayatını kaybetmesinden üzüntüsünü duyduğunu ifade eden Bozdağ, "Gönlümüz böyle depremlerin yaşanmasını hiçbir zaman arzu etmez. İnşallah bu son olur. Ülkemiz bundan sonra böylesine bir depremle, felaketle karşı karşıya kalmaz. Kısa sürede oradaki mağduriyetler ortadan kaldırılacak" diye konuştu. 
     
-Bedelli askerlik- 
     
Konuşmasında 'bedelli askerlik konusuna da değinen Bozdağ, bunun Türk milletinin bir talebi olduğunu belirtti. 
    
Bozdağ şöyle devam etti: 
    
"Biz bu talebin farkındayız. Bu konuda Türkiye'nin her bir yanından talepler geliyor. Hükümet olarak biz bu talebi, sorunu çözecek bir iradeyle sonuçlandırmadan yanayız. Artık bu konu çözüm safhasına girmiştir. Önümüzdeki günlerde bunun kapsamı belli olarak çözüme kavuşacaktır. Kapsamı derken, hangi yaşları kapsayacağı, bedeli ne olacağı, elde edilecek gelirin nerelerde kullanılacağı konusunu kastediyoruz. Esasında kamuoyunun merak ettiği bu 3 sorunun cevabı da önümüzdeki günlerde karşılığını bulacaktır. Şu anda Türkiye'de bu konu hakkında uygun bir kamuoyu var. Herkes bedelli konusunun çözülmesini istiyor. Hükümetimiz de milletimizin bu isteğini yerine getirecek. Önümüzdeki günlerde bedelli konusu çıkarılacak bir yasa ile çözüme kavuşturulacaktır." 
     
 -N.Ç. davası- 
     
N.Ç. için verilen kararın herkesi rahatsız ettiğini konuşmasında vurgulayan Bozdağ, şunları söyledi: 
    
"Kamu vicdanını, milletin vicdanını rahatsız etti. Bir insan olarak, bir hukukçu olarak beni de rahatsız etti. Karara baktığınızda, olayın niteliğine baktığınızda böylesi bir olayda hukuk hakime, mahkemeye taktir hakkı veriyor. Ama cezanın alt sınırını, üst sınırını tayin ediyor. Mahkeme cezayı alt sınırdan takdir ediyor. Bu kadar kötü bir olayda, bu kadar çirkin bir olayda, cezayı alt sınırda nasıl takdir etti? Takdiren, cezayı artırarak verebilirdi, vermedi. Üst sınırdan verebilirdi, vermedi. Yaşı küçük, kemik yaşına istinaden farklı bir muameleye tabi tuttu. Burada da bir rapor var, nüfus yaşı başka. Tabi bütün bunlara baktığınız zaman, mahkemenin kamuoyunu rahatsız eden bir karar verdiği açık. Bu kararın hukuka uygunluğu da tartışmalı değil, hukuka uygunluğu da söz konusu değil. Bu kararı veren hakimler, N.Ç. kendi kızları olsaydı, böyle bir karar çıkmış olsaydı, bu karara ne derlerdi? N.Ç. kendi kızları olsaydı, kendileri de hakim olsaydı, acaba bu kararı savunabilirler miydi? Bu kararı eleştirenlere, (yaygara yapanların, yaygarası kararı değiştirmez) deme cüretini gösterebilirler miydi? Bir karar bu kadar çok tartışılıyorsa yanlışlığı tartışılmazdır. Bu noktada bu kararın hukumuzu lekelediğini, vicdanları rahatsız ettiğini, Türk adli tarihinde ayıplı kararlardan biri olarak yer aldığını düşünüyorum. Umarım karar düzeltme süreleri geçmemiştir. Eğer geçmediyse Yargıtay bu yanlışı düzeltirse, büyük bir yanlışlıktan dönülmüş olur." 
    
Türk yasalarının, böyle bir kararın verilmesini teşvik etmediğini de bildiren Bozdağ, "Baktığınız zaman bu kararı hakime vermeyi zorunlu kılan bir yasal düzenleme yok. Sonuçta cezanın bir alt bir de üst sınırı var. Alt sınır ile üst sınır arasındaki cezayı tayin etme yetkisini hakime tanır. Mahkeme isterse üst sınırdan, ortadan veya alt sınırdan verebilir. Mahkeme burada üst sınırdan veya ortadan vermiyor alt sınırdan ceza tayin ediyor. Bu kadar çirkin bir olayda, toplumun reddettiği bir olayda, bu kadar adi bir suçlamada ve suçun işlendiği bir yerde böylesi bir rutin bir uygulama yapması kabul edilemez. Böyle bir durumda cezanın üst sınırdan verilmesinde bir mani yoktu. Mahkeme üst sınırdan ceza verseydi kamuoyu bu eleştirileri yapmazdı. Bu anlamda yasalarda eksiklikler varsa bu düzeltilir. Burada takdir hakkını N.Ç'den yana değil de sanıklardan yana kullanan mahkemenin büyük kusuru var" dedi. 
    
Bozdağ daha sonra, Yozgat Belediyesi Düğün Salonundaki bayramlaşma törenine katıldı. Buradaki bayramlaşma törenine Yozgat Vali Vekili Kemal Şahin, MHP Genel Başkan Yardımcı Sadir Durmaz, kamu kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katıldı. 
     
 -Karar protesto edildi 
     
Öte yandan Sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden örgütlenen bir grup, 13 yaşındaki kız çocuğu N.Ç'ye tecavüz davasında çıkan kararı protesto etti. 
    
Taksim tramvay durağında toplanan grup, üzerinde "Razı Değiliz" yazılı pankart açarak sloganlar eşliğinde İstiklal Caddesi'nden Tünel Meydanı'na yürüdü. 
    
Burada bir süre oturma eylemi yapan grup adına açıklama yapan Pelin Yüce, Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Bildirisinde bulunan "Çocuklar özel olarak korunmalı, yasa ve gerekli kurumların yardımı ile fiziksel, zihinsel, ahlaki, ruhsal ve toplumsal olarak sağlıklı, normal koşullar altında, özgür ve onurunun zedelenmeyecek şekilde yetişmesi sağlanmalıdır. Bu amaçla çıkarılacak yasalarda çocuğun en yüksek çıkarları gözetilmelidir" maddesini hatırlattı. 
    
Yargıtayın davayla ilgili aldığı kararın hukuka aykırı olduğunu savunan Yüce, geçen yıl ilköğretim okulunda okuyan 4 çocuğa 2007 yılında Fethiye'deki toplu tecavüzlerle ilgili de bazı yetkililerin hala tecavüzleri savunduğunu iddia etti. 
    
Yüce, "Erkek egemenliğine karşı olan kadınlar ve erkekler olarak hiçbirimiz, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin sorumlusunun yine kadınlar olduğunu söyleyen, tecavüzcülerin 'tahrik indirimi' aldığı bu sisteme rıza göstermiyoruz. Şu bilinmelidir ki, tecavüze maruz kalan kadınların sesini boğmaya çalışan, çığlıklarını duymazdan gelen bu erkek egemen sisteme boyun eğmeyeceğiz" diye konuştu. 
    
Çevrede bulunanların da destek verdiği grup, açıklamanın ardından olaysız dağıldı.