Yazarlar

Kadir Çelik
Derenin yatağına yatma !

 

Hep aynı hikaye hep aynı sözler !

 

Ne zaman İstanbul'a bardaktan boşalırcasına yağmur yağsa, evler sular altında kalıp çarpıcı fotoğraf kareleri oluşsa, feryadı basıyoruz !

 

Ben Üsküdar'da doğdum büyüdüm, 56 yaşıma kadar hiç karanın denizle aynı seviyeye geldiği görüntüye tanık olmadım.

 

Çünkü;

 

Şehrin omurgasıyla oynanmamıştı.

 

Su yolunu bulup gidiyordu.

 

Yamyam şehircilik anlayışı henüz doğmamıştı.

 

Ağacın, yeşilin kıymeti unutulmamıştı.

 

Dere yataklarına gecekondular henüz kondurulmamıştı.

 

Altyapıyı kaldıracak kadar nüfus vardı, göç İstanbul'un sınırlarına tecavüz etmemişti.

 

Ne ise halin o çıkar falin !

 

Adam dere yatağına evi yapıyor, kimse sesini çıkarmıyor, sel dere yatağından geçemeyince evleri su basıyor.

 

Ne bekliyordunuz; sel senin evini görünce duracak ''pardon abi'' mi diyecekti !

 

Dün gece Bodrum'da deprem meydana geldi, epey sarsıcı büyüklükteydi.

 

6.6 büyüklükteki deprem, orta dereceli ama yıkıcı olarak tanımlanır.

 

Bodrum sarsıntıyı yıkılmadan ayakta geçirdi.

 

Neden dersiniz ?

 

Çünkü; bazı oteller, turistik tesisler hariç, Bodrum'daki evler 2-3 katlı !

 

O deprem İstanbul'da yaşansaydı, yıkar geçer, epey hasar verirdi.

 

Ne yapıyorsan, doğayı da düşünerek yapacaksın.

 

Bileceksin ki; dağın, taşın, ağacın, derenin de üzerimizde hakkı var.

 

Hak yemeyeceksin !

 

Ağaç deyip küçümseyerek kesmeyeceksin.

 

Derenin yatağına yatmayacaksın !

 

Nehirlerin denizlerle buluşmasının önüne set çekmeyeceksin.

 

HES diye gürül gürül akan suya engel olmayacaksın.

 

Yoksa o ağaç o su; sonun olur, bileceksin !

 

 

 

Paylaş :