Tokat saldırısına, hem Başbakan Erdoğan hem de DTP ‘’provokasyon’’ dedi.

Ama, iki provokasyon arasında büyük fark vardı.

Başbakan, Demokratik açılıma taş koyan, devre dışı kalmak korkusuyla diken üstündeki PKK ve yandaşlarını işaret etmişti.

DTP ise,  provokasyon sözlerini söylerken direk devlete bakıyordu.

Devletin derinliklerindeki güçlerdi tetiği çeken, askerleri şehit eden.

Kimi yetkili ağızlar da aynı şüpheyle olaya bakınca, insanların kafasında yanıp sönen ışıklar, tam da DTP’nin istediği gibiydi.

Ama ne oldu?

DTP’yi, dağdaki arkadaşları tekzip etti.

‘’Biz yaptık, Apo için askerleri öldürdük’’ diyordu, terör örgütünün dilleri.

Belli ki bundan DTP’nin haberi olmadı, demek ki Kandil’de cep telefonları çekmiyor !

PKK, neden DTP’yi madara etti dersiniz?

İşi, derin devletin üzerine yıkmak üzere zemin hazırlanmışken, neden ‘’Biz yaptık’’ dediler.

Cevap açık ve net !

PKK, açılım konusunda muhatap alınması gerekenin, karar vericinin kendisi olduğunun altını çiziyor.

Anayasa Mahkemesi, DTP’yi kapatırsa, neden DTP’lilerin Meclis’i topluca terk edeceğinin anlamı daha net ortaya çıkıyor.

Anlaşılan Kandil ve İmralı, Anayasa Mahkemesi’nden önce DTP’yi silmiş gibi görünüyor.