Ünal, başkanlık sistemini anlattı

Grup Başkanvekili, savunulan sistemin Atatürk'ün getirdiği sistem olmadığını savundu.

Ünal, başkanlık sistemini anlattı
20 Nisan 2013 Cumartesi 22:15 tarihinde eklendi, 1.142 kez okundu.

 

Çanakkale'de katıldığı toplantıda, Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemini anlatan Ak Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, "Bugün savunulan sistem Atatürk'ün getirdiği sistem değildir. 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat darbecilerin ve vesayetçilerin oluşturduğu bir sistemi değiştirmeye çalışıyoruz" dedi.
 
Ak Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Çanakkale Ticaret Borsası Konferans Salonu'nda partililere başkanlık sistemini anlattı. Ak Parti Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İsmail Kaşdemir ile çok sayıda partilinin de katıldığı toplantıda konuşan Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, Başkanlık Sisteminin rejim değil, sistem değişikliği olduğuna dikkat çekti.

Anayasa değişikliğiyle ilgili görüşlerini aktararak konuşmasına başlayan Mahir Ünal, "Osmanlı'nın yıkılışıyla birlikte kadın çocuk yollara düştük. Büyük bir Kurtuluş Savaşı verdik. 23 Nisan 1920'de bu ülkenin bütün renkleri Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışıyla birlikte temsil edilmeye başlandı. 29 Ekim 1923'te de Cumhuriyeti ilan ettik. Ama 1921'de biraz Kanun-i Esasi'den de esinlenerek 23 maddelik bir Teşkilatı Esasi Kanunu hazırlandı.

Bir küçük anayasa niteliğindeydi. 1924'de de esas anayasamızı yaptık. 1924'den 1961'e kadar 1924 Anayasası'yla yönetildik. Burada kritik soru şu; Bugün Anayasanın değişmesi konusunda direnç gösterenler, bugün 'Cumhuriyeti size parçalatmayız, ülkeyi size böldürmeyiz, Atatürk'ün Anayasasını değiştirtmeyiz' diyenler bugün neyi savunuyorlar. Atatürk'ün anayasasını mı savunuyorlar yoksa 1961'de darbeciler tarafından değiştirilen anayasayı mı savunuyorlar.

1961'de darbeciler zaten Atatürk'ün 1924'de yaptığı anayasayı değiştirdiler. Atatürk'ün 1924 Anayasası'na koyduğu 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir' ifadesi bazı anayasal kurumlar oluşturularak egemenlik milletten alınarak vesayet kurumlarına verildi. Atatürk'ün başlangıçta ortaya koyduğu demokrasi iradesi, demokrasi ideali ortadan kaldırıldı. Millet egemenliğinin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin kullanması gereken egemenlik yetkisi anayasal kurumlara devredildi ve Türkiye'de vesayet yılları başladı. O halde elimizi vicdanımıza koyalım. Öncelikle şunu kabul edelim.

Bugün savunulan sistem Atatürk'ün getirdiği sistem değildir. 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat darbecilerin ve vesayetçilerin oluşturduğu bir sistemi değiştirmeye çalışıyoruz. Tam tersine işi tekrardan Atatürk'ün başta koyduğu çerçeveye oturtmaya çalışıyoruz şuanda. Atatürk 1938 yılında aramızdan ayrıldığında Atatürk'ün paralardan, pullardan resimlerini kaldırmadılar mı. Devlet dairelerinden Atatürk'ün resimlerini kaldırmadılar mı. Milli şef, ebedi genel başkan ifadeleri kimler için kullanıldı.

1950'de iktidara gelen Demokrat Parti neden Atatürk'ü Koruma Kanunu çıkarmak zorunda kaldı. Bugün Demokrat Parti'nin Atatürk'ü korumak için kanun çıkardığı kişiler Atatürk adına darbeciler tarafından kurulmuş sistemi muhafaza etmeye çalışıyorlar" dedi.
 
Türkiye'nin bir siyasal sistem değişikliğine gitmesi gerektiğini savunan Ak Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, "Şimdi bize diyorlar ki bu başkanlık sistemi tartışması nereden çıktı. Söyleyeyim. Eğer Anayasa değişikliğini konuşuyorsanız, sistem değişikliğini konuşmak zorundasınız.

Başkanlık sistemine karşı 1980'lerden bugüne kadar parlamenter sistem vesayete uygun olduğu için direnç gösteriyorlar. Ama başkanlık sistemi vesayete uygun değildir. Parlamenter sistem darbelere açıktır. Ama başkanlık sistemi darbelere açık değildir. Bugün iktidar olamayacaklarını bilenler hala eski vesayet sisteminin tekrardan inşası umuduyla yaşıyorlar" diye konuştu.

DHA