"Fatih Terim formayı verdi..."

Semih Kaya, Galatasaray Dergisi'nde spor yazarlarının sorularını cevapladı.

Fatih Terim formayı verdi...
03 Aralık 2013 Salı 20:22 tarihinde eklendi.

Galatasaray'ın genç savunma oyuncusu Semih Kaya, eski teknik direktörü Fatih Terim'in kendisine güvenerek formayı verdiğini belirterek, tecrübeli teknik adamın yüzünü kara çıkarmadığını söyledi. Semih Kaya, Terim'in kendisine forma vermesiyle de Galatasaray hayatının başladığını belirtti.

Semih Kaya, Galatasaray Dergisi'nde spor yazarlarının sorularını cevapladı. Tarık Ünlütürk'ün derlediği röportajın tamamı şöyle:

AHMET ÇAKIR

Sakatlıklardan çok çektin ve çekmeye de devam ediyorsun. Bu sakatlıklardaki sorumluluk kimde? Şanssızlık olarak mı açıklıyorsun, yoksa kendini sakınmıyor musun? Futbolcuların iyi beslenmemeleri, dayanıklılık durumunu etkileyebiliyor. Kısacası yaşadığın sakatlıklarla ilgili yorumun nedir?

Yaşadığım sakatlıklar, hani bir futbolcunun başına gelebilecek sakatlıklar değil. Beyin travması geçirmiştim 16 yaşımda. Beyin ameliyatı oldum. Ondan sonra sekiz aylık bir sakatlığım oldu, ön çapraz bağlarım ve iç yan bağımı koparmıştım. Onu atlattım daha sonra bir yıl yine ayrı kaldım futboldan, ön çapraz bağımı ve iç menüsküsümü yırttım. Şimdi de bel sakatlığım var… Arada ufak tefek sakatlıklar da oldu. Bilek kırığı falan olsun, onları büyük saymıyorum. Sonuçta ben stoper oynadığım için sakınmıyorum kendimi. Genlerimizde de var, Makedon göçmeniyiz canla başla oynarız. Ve bu şekilde oynamaya da devam etmek zorundayız. Çünkü Galatasaray’da oynuyoruz, kendimizi vermediğimiz takdirde formanın elimizden kaçacağını biliyoruz. Futbolcunun kendine bakmaması gibi bir şey olmaz.

Ben kendime çok iyi bakıyorum. İki yıldır ailemle yaşıyorum, İstanbul’da oynamaya başladığım zamandan beri kendimi daha da geliştirdiğimi düşünüyorum. Ailemle olmak da avantaj… Hani nasıl diyelim; alnımıza yazılı bir şey sakatlık. Bunun önüne geçemiyoruz. Ne kadar iyi baksan da, ne kadar iyi beslensen de vücuduna ne kadar sahip çıksan da futbol oynadığın sürece ister istemez sakatlıklar oluyor.

BÜLENT KORKMAZ

Semih Kaya kendini çok geliştirdi. Oyuncu olarak inanılmaz bir çaba harcadı. Altyapıdan çıktıktan sonra Kartalspor’a transfer oldu. Bu tercihi neden yaptığını hiçbir zaman anlayamadım. Galatasaray’a dönmesi ve A takımda forma giymeye başlaması onun için bir dönüm noktası oldu.

Bülent Hoca’nın söylediği çok güzel bir şey var. Ben onu açıklayayım. Bu anlatacaklarımı daha önce hiç açıklamamıştım. Ben sakatlandığımda ön çapraz bağım ve menüsküsümü yırttığımda Adnan abi (Adnan Sezgin) beni kiralık satın alma opsiyonu ile Gaziantepspor’a gönderdi.

O zamanlar kiralık olduğum ve sakatlıktan çıktığım için forma şansı bulma fazla olası değildi. Zaten Türkiye’de kiralık gittiğin takımlarda forma şansı bulamıyorsun. Kendi oyuncularına değer veriyorlar. Orada hiç forma yüzü göremedim, nitekim Galatasaray’a dönmek istedim. Daha sonra Denizlispor’dan Çağlar Birinci transfer ediliyordu. O transfer için bu kez beni Denizli’ye göndermek istediler, Erhan Şentürk ve Murat Akça ile birlikte… Bonservisimiz de veriyorlardı.

Tabi ki biz buna karşı çıktık. Sonuçta Galatasaray’dan kopmak istemiyorduk. Öyle olunca sözleşmemi fesih ettiler. Karşılıklı olarak daha doğrusu... Fesih edilince boşta kalacaktım. Menajerim “Süper Lig’de oynamayan bir futbolcuyu hiçbir takım almak istemez” dedi. Bank Asya’dan Kartalspor’u bulduk ve Kartalspor’a gittik, hani giderken de bonservisimle verilmek istendim, yine karşı çıktık buna… Galatasaray’dan kopmamak için kiralık olarak sözleşme imzaladık. Öncesinde Galatasaray’la yeni bir sözleşme imzaladım, kiralık olarak gidebilmek için... Kartal’a gitmem böyle oldu.

Bana hiçbir maddi yarar sağlamayacaktı, sonuç olarak Galatasaray’la yeni anlaşma imzaladığımda hiçbir ücret yoktu alacağım. Sadece Galatasaray’ın sözleşmeli futbolcusuydun. Galatasaray’dan kopmamak için onların dediğini yapmak zorundaydım. Belki de futbolu bırakacaktım. Ondan sonrada Fatih Hoca geldi. Fatih Hoca’nın ilk döneminde 8. hafta maçında Servet abi kırmızı kart gördü. Gökhan abi de sakatlanınca bana şans geldi. Ondan sonra da aldık yürüdük.

EMRE AŞIK

Semih kardeşim Avrupa’da futbol oynamayı düşünüyor musun? Eğer böyle bir hedefin varsa kendinde geliştirmen gereken bir yön var mı? Çünkü artık savunma oyuncularından topla daha çok oynamaları yönünde bir beklenti var, oyun savunma oyuncularından başlıyor ve onların bu konudaki yetenekleri çok önemli. Bu konuda kendini geliştirmek için özel antrenmanlar yapıyor musun?

Emre ağabey demek ki benim eksiklerimi görmüş ki böyle bir soru sormuş. Tabi ki benim eksiğim var, topla o kadar haşır neşir değilim. Stoper olduğumdan dolayı aldığım topu ister istemez en yakındakine vermek zorundayım. Nitekim maçlarda da öyle davranıyorum. Hemen en yakındaki arkadaşıma veriyorum topu. Önümde Melo var, Selçuk ağabey oynuyor, onlar topla daha haşır neşir oldukları için onlara vermek durumunda kalıyoruz.

Mesela korner olduğunda yan toplarda, baya bir eksiğim var. Onu geliştirmeye çalışıyorum, geliştirmek için de antrenmanlarda çabalıyorum. Avrupa hayalim var ama öncelikle tabi ki Galatasaray… Artık yavaş yavaş kendimi kanıtlamaya başladım ve sonuçta iki yıldır oynuyorum ve iki yıldır da şampiyon oluyoruz. Ufak da olsa bizim de katkımız var.

BANU YELKOVAN

Semih'le “Looking for İstanbul” belgeseli için iki sene önce kısa bir röportaj yapmıştık. O zaman bu genç oyuncunun kendine olan güveni sadece beni değil, Fransız ekibi bile şaşırtmıştı. Hiçbir rakip oyuncudan çekinmediğini, hiçbir zaman bir idolü olmadığını, aksine kendisinin çocukların duvarında poster olmak istediğini söylemişti. Futbol hayati bitti dedirtecek sakatlıklardan geri dönüşü de çok etkileyici. Bu onun ne kadar kararlı bir oyuncu olduğunun göstergesi. Savunma oyuncularının zamanla ve tecrübeyle daha ileri gittiğini bilenler için Semih Kaya sadece bugün için değil, asıl yarın için beklenti yaratıyor. Takım, zaman ve milliyet kısıtlaması olmadan kiminle defans ikilisi oynamak isterdin?

Çok teşekkür ediyorum. Şöyle bir şey söyleyeyim kimseden korkmamamın sebebi hani karşımda olan kişi de benim gibi bir insan… Onun da ayrı bir yeteneği var, benim de savunmacı olarak ayrı yeteneklerim var. Videolarını izlediğin takdirde nerede, ne yapması gerektiğini bildiğin takdirde çok kolay bir şekilde oyuncuyu maçta etkisiz hale getireceğini biliyorsun. Dediğim gibi idol falan hayatımda hiç olmadı, beğendiğim oldu ama idolüm olmadılar. Halen de dediğim sözün arkasındayım. İlerde daha iyi yerlere gelebilirim, alt yapıdan gelen kardeşlerimiz genç arkadaşlarımız “ben Semih Kaya’yı örnek alıyorum diyince” ben hedefime ulaşmış olurum. Ben oynayabileceğim en iyi kişi ile birlikte bir sezon oynadım… O da Tomas Ujfalusi’dir. Onu gerçekten hala özlüyorum. Babam gibidir, bana her zaman sahip çıktı, çok şey öğretti. Buraya gelebilmemde saha içinde verdiği destek çok önemliydi. Sonuçta nerede, ne yapmam gerektiğini bana o öğretti. Saha içindeki hocamdı o benim. Çok şey öğrendim ondan, hatta onun öğrettikleri ile oynuyorum. Böyle bir futbolcuydu, Ujfalusi tekrar gelse onunla oynamak isterdim.

GÖKMEN ÖZDEMİR

Türkiye’de 25 yaşında sonra stoperlerin tecrübe kazandığı söylenir. Fakat sen genç yaşta Galatasaray’ın defansında forma giymeye başladın. Galatasaray’daki sezon sezon gelişimini değerlendirmeni istersem, geçtiğimiz üç yılı aşamalı olarak nasıl değerlendirirsin? Bir de Tomas Ujfalusi, Dany ve Chedjou ile yan yana oynadın. İkili olarak bu oyuncuları değerlendirmeni istersek neler söylersin?

İlk başladığım yıllarda haldur huldur oynuyordum. Açık söyleyeyim saçma sapan hareketler yapıyordum, ilk oynadığım üç maçta, üç sarı kart görmüştüm. Tabi ki bu tecrübesizlikti. Yavaş yavaş onları eleyince tecrübeli konuma geçiyoruz. İki yıl önce rakip olmayan yerde bile toptan kaçan bir Semih Kaya vardı. Artık daha sağlam bir Semih Kaya var. Tabi ki bunları geliştiriyorum, ayakta kalmaya çalışıyorum. Savunma olarak oyundaki son halkasınız hata yaptığınız takdirde bir golle sonuçlanıyor. Stoperler genelde 25 yaşından sonra tecrübe kazanmış olabilir. Ama Emre abi (Aşık) var, Bülent Hoca var… Onlar da genç yaşta formaları kaptılar, onlar da büyük takımlarda oynamaya başladılar. Hani onlar yapabildi, ben de başardığımı düşünüyorum. Tabi ki ilerleyen yıllarda daha da tecrübeli olacağımı düşünüyorum. O sözün doğru yanı da var, sonuçta stoper oyuncusu oynaya oynaya, yaşı ilerledikçe kendini geliştiriyor. Ben açıkçası en uyumlu demeyim ama saha içinde bir lider vardı: Ujfalusi. Onun dediğini yapıyordum, onun dediği gibi hareket ediyordum. Şimdi Chedjou, Gökhan abi ve Dany ile oynuyorum. Evet, onlar benden daha tecrübeli, onların da dediğini yapmaya çalışıyorum saha içinde ama bende manevi değeri olan kişi Ujfalusi.

UĞUR MELEKE

Semih Kaya, seni örnek bir genç adam olarak görüyorum. Akıllı, soğukkanlı, çalışarak tırnaklarınla kazıyarak bir yere geldin Zaman zaman sağ stoper, zaman zaman sol stoper oynuyorsun. Buna nasıl karar veriliyor? Mesela Dany ile ya da Chedjou ile bunu konuşuyor musunuz? Sağ stoper oynadığında Eboue ile, sol stoper oynadığında Riera'yla/Hakan'la yakın oluyorsun. Yanındaki bekin ve stoperin görev tanımını oyununu ne kadar etkiliyor?

Açıkçası, yanımda oynayan kişi nerede oynamak istiyorsa, orada oynuyorum. Mesela Dany sol stoper oynamak ister, Chedjou ise sağ stoper oynuyordu Fransa’da… Şimdi burada da öyle oynuyor. Ben iki tarafta da elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Normalde kendi mevkiim sağ stoper olsa da, sol stoper oynuyorum genelde. Gökhan abi de aslında sağ stoperdir. Onunla da oynarken sola geçiyorum. Milli takımlarda U19’a kadar sağ bek oynamıştım. Geldiğim gün itibariyle defansın her yerinde oynadım. Yanımdaki bekin, ben adamla çıktığım zaman arkamı kapatması lazım, bu çok önemli… Çünkü kapatmayınca ya pozisyon veriyorum ya da gol yiyoruz.

CÜNEYT TANMAN

Genç takımdan çıktın, Galatasaray kaptanlık hedefin var. Futbol sahasında kendini her geçen gün geliştiriyorsun ve oyununa yeni şeyler katıyorsun. Fakat bir gün sahadaki futbol bitecek ve saha dışına olacaksın. Benim tavsiyem saha dışında seni bekleyenler için kendini geliştirmen. Futboldan sonra çok ihtiyacın olacak. Şu an saha dışındaki Semih Kaya için neler yapıyorsun?

Her futbolcu yatırım yapar ve yapıyor. Ben, sonuçta köyden yetişmiş bir çocuğum. İzmir’de Yenikent Köyü’nde büyüdüm. Madden ve manen yatırımlar yapıyoruz elbette… Mali yatırımlarımı İstanbul’da daireler olsun, dükkan olsun öyle yapıyorum. Sonuçta futbol hayatım belirli bir yaşa kadar sürecek ondan sonra rahat bir hayat istiyorsak bu yatırımları yapmalıyım. Futboldan sonraki Semih Kaya’yı bu şekilde hazırlamaya çalışıyorum. Çok kitap okumaya çalışıyorum, sonuçta futboldan bittikten sonra hocalık olur, yorumculuk olur bir şeyler yapmam gerekiyor. Çünkü yorumculuk en kolay meslek olur benim için herhalde. Televizyon başına otururum kim ne yapmış onu konuşurum. Birkaç kişiye sallarım. Yorumcu olmayı düşünüyorum açıkçası, en kolay mesleklerden biri futbolculuk sonrası. Tabii antrenörlük de olabilir… 20-22 yılımızı futbola veriyoruz, ondan sonraki hayatımızı ailemize ayırmamız gerektiğine inanıyorum. Eşimiz olur çocuğumuz olur… Tamamen onlarla vakit geçirmeyi düşünüyorum. Meslek olarak da dediğim gibi yorumculuk olur, teknik direktörlük olur.

MEHMET DEMİRKOL

Galatasaray’da yakaladığın çıkışı biraz da Fatih Hoca’ya borçlusun. Sana çok önemli bir şans verdi. İlk karşılaşmanızda aranızda nasıl bir konuşma geçmişti, Fatih Terim ile ilk karşılaştığında sana ne dedi?

İlk oynayacağımı öğrendiğimde Kayserispor maçı öncesiydi. Fatih Hoca yanıma geldi maçtan iki gün önce… “Antrenmanda hazırladın mı” dedi. “Ben her zaman hazırım hocam” dedim. Sezon başında Galatasaray’a geri döndüğümde Fatih Hoca ne kadar ağır sakatlıklar yaşadığımı da biliyordu. Ben Fatih Hoca’nın beni ne kadar sevdiğini ve ne kadar beğendiğini gelir gelmez anladım. Bana ilk sorduğu sorular, “ayağın iyi mi oğlum, sakatlıklardan toparladın mı kendini” şeklindeydi. Haftalar geçtikçe forma şansı geldi. Kendisi bana güvendi. Zaten böyle bir şey bekliyordu benden Fatih Hoca. Şans da gelince Hoca’nın yüzünü kara çıkartmadığımı düşünüyorum. O da verdi formayı. Ve Galatasaray hayatımız başladı.

RAŞİT ALTUN

Sağ stoper olarak mı, yoksa sol stoper olarak mı oynarken daha rahat ediyorsun. Ujfalusi ile bir sezon oynadın. Bir sezon daha oynasaydın, futbolun daha ileri gider miydi?

Ben iki tarafta da oynuyorum. Benim yanımda oynayan ağabeylerim, kendini nerede daha iyi hissediyorsa orda oynamalarını istiyorum. Ben 30 yaşıma geldiğimde oynamaya devam ediyorsam, yanıma genç bir stoper geldiğinde sağ ya da sol ona bırakırım. Bende öyle bir şey yok yani. İlerde her ne kadar yaşça büyük olsam da fark etmeyecek. Ujfalusi konusunda bu soruyla birlikte şunu ekleyeyim. Onunla oynadığım bir sezonda zaten çok şey kattım kendime… Nerede ne yapmam gerektiğine dair. Bundan 3-4 yıl önce keşke Ujfalusi gelmiş olsaydı da ben daha yeni A takıma çıkmış olsaydım… O zaman belki de daha çok şey katabilirdim.

MEHMET ŞENOL

Türk futbolcusunun disiplin anlayışına dair bir eleştiri var. Fazla rahatlığın Türk futbolcusu üzerinde olumsuz etki gösterdiği söylenir. Yabancı futbolcular ise bu anlamda profesyonel olarak değerlendirilir. Gerçekten Türk futbolcusunun böyle anlayışı var mı?

Onu şöyle söyleyeyim, Türk futbolcusu olarak genellersem yanlış olur. Yetişkin yaşlardaki ağabeylerime söylemiyorum da, hani altyapıdan çıkan kardeşlerimiz ilk A takıma çıktıklarında ister istemez bir kendilerini yükseklerde görüyorlar. Bu normal bir şey aslında… Türkiye’nin önemli kulüplerinde A takımdasın. Türkiye’nin gözü üstünde oluyor. Gittiğin yerde bile daha farklı karşılanıyorsun. İster istemez bir şımarma diyelim, havalara girme diyelim. Ama bu sayı inanılmaz derece az diye düşünüyorum. Ama bu değil ki altyapıdan çıkan tüm oyuncular böyledir. Altyapından çıkanların çoğunun çok iyi karaktere sahip olduğunu düşünüyorum.

LEVENT TÜZEMEN

Avrupa’daki stoperleri değerlendirdiğimiz zaman fizik olarak çok güçlü olduklarını görüyoruz. Buna göre forvetler de fiziksel olarak kendilerini geliştiriyorlar. Bu anlamda bir eksiklik hissediyor musun ve fizik çalışma olarak kendisine özel bir program uyguluyor musun?

Ya tabi ki de vücut olarak, yapı olarak kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz… Psikolojik olarak da bunu yapıyoruz. Bunun için antrenmanlarımız var. Scott Piri döneminde özel çalışıyorduk. Şimdi Ivan geldi, Mancini ile birlikte. O her zaman yanımızda olamıyor, antrenmandan 30-45 dakika önce çıkıyorlar ve antrenmanda yapacağımız çalışmaları ayarlamaya çalışıyorlar. O yüzden kendimiz çalışıyoruz. Yasin Hocamız var, o da yardım ediyor. Sonuna kadar zorluyoruz kendimizi, çalışıyoruz. Kollar olsun, ağırlık antrenmanı olsun sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. Geliştiğimi de düşünüyorum, çünkü ilk çıktığım yılda forma büyük duruyordu. İlk çıktığımda 73, şimdi 79 kiloyum… İster istemez gelişiyorsun. Sıçramanda bile fark oluyor. Daha sağlam duruyorum artık.

UĞUR VARDAN

'Günümüz Galatasaray'ının savunmasında yer alan genç Semih Kaya'yı 'Yeni Bülent Korkmaz' olabilir mi sorusu eşliğinde izliyor Sarı-Kırmızılı camia. Bu yük Semih'e ağır gelebilir, gelmez, öyle olmak zorundadır, değildir; bunlar teferruat, kaderi bir kere böyle yazıldı genç futbolcunun... Semih Kaya'ya düşen görev ise modern futbolun aradığı özelliklere sahip bir savunma kimliğine bir an önce kavuşması, mücadele gücünü ve uluslararası kalibresini alabildiğince yükseltmesi...

Bence 'Yeni bir Bülent Korkmaz' olmasına gerek yok; hem takımı, hem de futbolumuz için istikrar vaat eden güvenilir bir savunmacı kimliğini bir an önce üzerine geçiren bir Semih Kaya olmak da son derece önemli... Genellikle kesici ve karşı tarafı bozucu bir savunmacı kimliğine sahipsin. Görebildiğimiz kadarıyla oyun kurma vasıfların zayıf ve köşe vuruşlarının dışında atağa katılma özelliğin nispeten düşük. Bu tespitlere katılıyor musun, katılıyorsan kendini geliştirme yönünde nasıl bir reçeteye sahipsin?

Ekstra bir şey yok, teşekkür ediyorum, cevaplar yukarda var. Yeni Bülent Korkmaz’a gerek yok, ben Semih Kaya olacağım. Taraftar 3 numaralı formayı giymemi istemişti ama o Bülent Hoca ile özdeşleştiğinden ben pek istemedim. Bülent Korkmaz Galatasaray’ın efsane isimlerinden biri. Ben de başka bir efsane olmak için çalışıyorum."


CİHAN